unutup göçtüm sandın
can bahçelerinden
açmayan sendin gönül ışıklarını
sustum
özlemler aştımda koptun
çığlık çığlık çığlarımdan
parçalanmış bir tebessümle
yarım bırakan sendin
erilmiş hayalleri
duygulu öpücüklerden kendini alan
sürgün kovulmaları çağıran
sendin
_anlasan kendimle olan savaşımı
gurur duyarsın_
yüzün ayın son hali/üzerimde
sana ilknur demek heyecenlandırıyor beni
ne zaman bir kısrak dudaklarını uzatsa
adadım tüm fedakarlıklarımı
kalmadı alacaklarımda
tüm hükmümle adadım
şimdi duvarlarım
üzerinde dikenli teller
ve selamına mülteci
nasıl saklayacağım derken...
saf bir su gibi baktımda içine
yine üşümelerimden alamadım kelebeklerimi
korku olsa kendine yazar inadımı
sadakat olsan pervanen olur kâbe..
_bir tomurcuk düştü balkonuma
sensindir diye
sakladım_
mücadele mi dediniz
ben sadece senin uyanıp konuşmanı bekledim
senin uğruna tüm maviliklerimi bir kenara soyunabilirim..
suyumu kuraklığına taşırım, dünyamı körlüğüne; tutulmuşluğuna imgelerimi..
sensiz seni yaşarım
sızın hazan olur
_sana tutulduğum gün
güneşin tutulduğu gündür_
bir kayıp a soluk vermemi istedin
ne de çok ilanlarım vardı
düş yollarında
ya özgürlüğümü düşünüyorum
ya seni..
sende sonsuzluk var
sonsuzlukta sen...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!