oysa ben dokunurken saçlarına
sevinçlerimde tomurcuklar açardı
gitmek mi dedin
sus
acıtma oynayan çocuklarımı
yol hep senindi...
sağılttım da yanıklarını izlerini
atamadım
gece oldum sabah oldum
bir güne çıkamadım
sancıların en tutsağıydı
sürgünlerin meçhulü
altınordu caddesinde bir ev
açalı bir kaç gün olmuştu yağmurda menekşeler
açsan açlığını bileceksin demiştim
gülerken sebebini
cevabı:
_anlasan kendimle olan savaşımı
gurur duyarsın_
yüzün ayın son hali/üzerimde
sana ilknur demek heyecenlandırıyor beni
ne zaman bir kısrak dudaklarını uzatsa
adadım tüm fedakarlıklarımı
kalmadı alacaklarımda
tüm hükmümle adadım
şimdi duvarlarım
üzerinde dikenli teller
ve selamına mülteci
nasıl saklayacağım derken...
saf bir su gibi baktımda içine
yine üşümelerimden alamadım kelebeklerimi
korku olsa kendine yazar inadımı
sadakat olsan pervanen olur kâbe..
_bir tomurcuk düştü balkonuma
sensindir diye
sakladım_
mücadele mi dediniz
ben sadece senin uyanıp konuşmanı bekledim
yenilgi bilmezdi inadım
gökderyada
alem sonsuz bir yolculuk
konuşan nehirler benim
her akşam karanlığında...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!