ben şimdi kuyudan
usta bir balıkçı gibi
gökyuzu çekıyorum
şartlar ne olursa olsun
devam edıyor yaşam
idaellerim beyaza bürülü
yine yankılanıyor bağırışlarınız
tel örgülerin
taş duvarların
demir parmaklıkların ardından
yine geliyor bağırışlarınız
meydanlardan
tarifi olmayan yolculukta
aradığın adres sana çıkıyorsa
nadasa bıraktığın ellerini
yorgun gözlerinde ki esareti
yolcu et firarlarına
-düşemeyiz ayrı zira aşkımızda şiir var-
soğutur içimi bu esrik ağustos rüzgârı
yapraklarım kurur yere düşmeden
ağaran saçlarım hasretinden
gülemem sarı sarı
yeniden başladım işte örmeye
sustuğun yerde bıraktığım hapishaneyi
bir tortu misali bıraktım aşağıda
bir of çektiklerimi
her dokunuşun bir geçişti oysa
kendimden
_sende açıldı kapıları damarlarımın
sensiz kan dolanır mı_
kar yağıyor gecede
uzak diyarlarda umut sağan sen
mapusum ben yine
ne kadarda beteriz oysa..
oysa her şeyimiz ortada
giysi ve duvarlar oysa gizledi mi sandı bizi..
_yakalanmadan damlalarına yağmurun_
tarifse adresine götürecek aşkı:
ben
hep
sen
tutsak düşen şafaktır bizleri çağıran sevgilim
bir gecede göz almıyor ki parlayan ışık
iyi bakarsanda görürsün yıldızları
çökmeden karanlık
en güzel imandır sevgilim
aydınlığı örten sizlersiniz
razı gelerek çizdiğiniz yazgıya
kuşanıp şeytanın yeleğini
namluları kendine çeviren...
sizsiz o bir hiç
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!