-bir hazan yağmuruydu kayboluşun
dün bir hazan yağmuru daha durdu-
senden gelen en derinimde yüzer
senden olmayan boğulur
boy gösteremeden...
_bir damla sem gölü kirletir_
bilirsiniz kilit taşını tutunduğu omuzlardan
çekilirse sitem edip
bina çöker
aydınlığı örten sizlersiniz
razı gelerek çizdiğiniz yazgıya
kuşanıp şeytanın yeleğini
namluları kendine çeviren...
sizsiz o bir hiç
ben yalnızlığı 'albaya gelmeyen mektup'la tanımlıyorum
_benim mutluluğum bir gecekelebeğinin yaşam alanıdır
ömrü ne kadar uzun olursa o kadar alanı genişler! _
mumlarım baş eğmiş ne alevler bitiremedide
_yoka sayıldım var oldum_
kocaman gözlerin vardı
simsiyah saçların
ay tenin
bir şiir yazsam diyorum
filistin gibi
attığım taş olsa
filistin gibi
gün ardında saklanan kışa
kar altında yaşayan
kardelene benzerdi çocukluğum
öyle isyankâr öyle temiz
çamözünün havasında
ne biçim bir ayrılık öyküsü bu
mevsim yağmurlarında artık yoksun
susku sanırım ayrılışından aldı adını
çekilmeyen fotoğraflarda donuksun
şair imge çeker
gülüşlerin hiç değişmedi
öyle dinç
öyle çocuksu
öyle vurdumduymaz
değiştiremediler gözlerindeki ifadeyi
-ıslıklarım beni hep ele verir-
örgülerden izleyen güvercin
yüzümü tanıyordu
adımlarımı sayıyordu
seni düşündüğümü bilmiyordu




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!