senden kopmak için
ille mazgallı kapımın sürgüsünü
çözmem gerekmez
adımlarını bilmemek (senli benli olan yollarına dökülen)
gözlerindeki ifadeyi es geçmek
hatta başka bir diyarı düşünmek dahi
nedir ölüm
bir başağın susuz kalıp
kendisini baş aşağı salmasından
kapıdan ayağını dışarı attığın gibi
suratına ayazı
bir avuç adımdır yaşam
kör kuyunun dibinde
bir çığlık
özgürlük türküsüdür
dalga dalga içeri dolan
bir kardelen çiçeğidir
kalbime yenik düştün işte
anlatamadıklarımı hep susardım ya
cümlelerim amanoslarda eylem olurdu
fakat yine beni konuşamazdı ya;
eline ulaşan mektubum...
ne kaldı sevgilim
gölgeden çıkmasına şafağımızın
gayrı verir adresini çocukluğunun
avuçlarından düşen
düşlerimizin gelincikleri...
-bugunlerde eksiğimiz:
çocuksu yanımız-
kaderim değil
kuyudan seyretmek aydınlığı
tutsaklığım:
senin avuçlarından içiyor suyu toprak
senin gözlerinden alıyor gün ışığını
çekme gögüslerini doymadı henüz vatan
alma karanfil kokulu dağlardan bakışlarını
tebessümleri kırılır
değeceksen karşılıksız tutacaksın ellerini
o bilmeyecek
sınırlarındaki sonsuzluğu
değeceksen bir rüzgardan daha ağır
fakat daha acıtarak...
taksim çok şey anlatır
30 yıl öncesi mesela
mesela hoşçakal değil
merhaba kardeşim deniz
mesela bizim çocuklarımız
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!