kalbinin sol anahtarıyım
Sevincini lotus çiceğinin tınılarıyla süsleyen
Kazandım uğruna girdiğim mutluluğun bahsini
Göçme bir turna gibi ruhumdan diyar - ı evrene
Ve sen yine kalabalıklarında hatırla beni...
Saçlarında ilmek ilmek Lavinya
sesinin kanatlarında asılı hayat
Çantasında lavanta
Kalbin burda geçmez diyor
Bu çağ anlamsız yarsız ve amansızlarla dolu
Işık yağmuru sessiz tepe beyoğlunda tramvay ve kartal sahili
İhtiyaçtan fazlasıydı zehir
İnanmaya artık ihtiyacım yok
Prusik düğümünde ki kurtuluştur zihnim
Başka hayatları yaşamaya değer kılıyoruz
Tükenip kaldığı yerde susuyor ansızın gönül şarkıları
Sanki gözyaşlarıdır artık keder diye yanan isli kandillerde
Yoksa kader mi yeşil gözlerinde konuşan zahire
Harcadıkları yerden esir alıyorlar
Vuruldum düştüm desem hicran
Firuze bir gönülde safahat
Karışayım derken kıyılarına çıplak
Hatırandır şimdi saçlarından daha katran
Mırildan yine öyle ürkek ve utangaç yanınla bir başka şiir
Yine kır bir canımı ve düşür
Daha yakından bir camsız ışığını daha
Acinin rengini sormazlar
Büyüleyip giden sensin
Sürüp gözlerinin iksirini ruhuma
Sesinin kuyusuna iten yine sen
Bir mum nasıl içine içine akarsa
şimdi yine sunarım
bir başağın canından çekilen
güneş gibi
sunağımda ki hükmü
...
Kaybetmekte guzeldi seni
Hala orada bir yerlerdesin
Ya hiç düşmeseydin içime...
bastırdığın her acının kaybedenisin
her doğumun sancısı
kayıp tarihimin parmak uçlarına dokunacak
yurdusun
kurdum otağımı ...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!