_
yuliya'yı seviyorum
_
Gülüşün ruhuma düşen kar taneleri
Kristal bir dokunuş heyecanlandırır kalbimi
yeter ki senin sözlerin olsun konuş
senin sesin yeter her şeye
titredikçe ahengi yüzünün dehlizlerinde
bir nakarat bir renk nümayişi çalsın
deli ka(l)dın yaşamın kanatlarıydın ya
Hiçbir şey sesinden daha hayat olamaz
Hiçbir sıcaklık gülüşün gibi sarılmadı
Hep kaçıyorum sus olduğun yerlerden
ben iyi bir çobanım
incili de okudum kuranı da
10 emirle başlayıp
indirdim othellonun kıbrısta ki perdesini de
sıra dışı hayatlar gördüm
Buz tutmuş ruhum bir açık kapı
Bir kediydin sen
Telaşsız
Gittiğim her yere gözlerimle bakındın
Alnımda bir uğur böceği
Çöpleri karıştıran bir çocuktu belkide
gazinoda kırılan tabakları izlerken
dağarcığımda sallanan hatıra.
14 yaşımda kimseden öğrenmedim sınıfı ! Çoktandır başlamıştım sorgulamaya...
bir filmde rastlamıştım o inançlı cümlelere : her insanın ayak bastığı evrende kendisine benzeyen bir ağacı varmış
ve şahit olduğum anılarda
kardeş çocuklar yeni bahçelerinde bir ağacı - fidanı sahiplenirmiş
Ey Can Ya Sen !
kontlar , krallar mıydı tarihin akışını değiştiren
yoksa köleler ,köylüler , öğrenciler miydi efendilerinin saraylarını çökerten
tava gelmeyen demir neye yarar
mızrak tutmayan el
dizginlenemeyen doru
Kabul görmemiş varlığın pencere önünde ki farkedilmeyen frezyasıyım
basmakalıp bir saksıda
Hüznümü yağmur koparır
Kokum karışır güneşe
Sözlerimden başka gücüm yok
Ayarsız çıkar sesim ( ki zaten dinlemeyi bilen yok )
evrensel bir ruh halidir
tutup ellerimden gunese salisin
zambaklarin kokusu
martilarin cagrislari sebebindir
O kadar sicakti ki tenin
coktan kaynamistim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!