Sana baktığım her vakit..
Nasipsizliğimi yüzüme vurma..
Biraz bırak ta beni bir bakışımla..
Unutayım talihimin karasını ak alnın da.
Hiç mi sadaka gerekmiyor sana..
Yusuf arayan kendine baksın
Zuleyha yi arayan kuyuya düşsün
Düşmez ise tasa etmesin
Düşüceği yeri beklesin..
Firavuna; lanet okuyan kalbini yarsin,
Ibrahim olmadan ateşi saran eline yansın.
ilkin sesinden öptüm seni
fark etmediğin bir anda
sesindeki tonları dolaştım
her tonu bir başka sevdim ya
sonra sözünden öptüm bir bir
uzak sayfalar da
ve öylece sarılmak sana
içme çekercesine
sarılmak sana
sana sarılmak!
say ki kemik tıkırtıları duyulsun
yorulduğum yerden sarılmak sesine..
Git deseydin anlardık,seni.
Anlamaz mı sandın sen bizi.
Bize bir söz söylemeye tenezzül etmediğin için,
Bak bize,
Bana ve gönlüme..
Sayende iki kişi olduk..
tutunamayanlar hep eli suçlar,sen kimi suçlayacaksın gün eğrisi.
ulaşamadığınız bir biz var,gözüne aydınlıklar çal.
sen kimi suçlayacaksın söz gelimi.elin gelini.
rıhtımda gemiyi kasıtlı kaçırmışız gibi
şuurlu bir ayrılığız sanki,sanki den de öte.
bir,iki,üç uçurumdan son atlayan toplar sofrayı,
selam olsun sana!
kalbine selam olsun
baharda yürüyen yüzüne
nehirlerde yıkanan eline selam olsun
sırasını bekleyen güneşe
tavında dövülen aya
Ruhsuzum değilde
Kalpsizim say
Onuda senden dolayı say!
Bende olanı..
Bende bırakmayacak kadar
Sana verdiğim için say..
Bu şehrin nefesi gibiydi solugun..
Ne zaman baksan göğe,
Şiir olurdun sen..
Şu virani ekber dağlarıma
Önce şehirler çekildi solugundan
Sonra beni bıraktın
sende ne var biliyor mu sun?
yerden göğe düşen rahmetler
eksenler, karartılar
yorgunluklar var!
sende ne var biliyor mu sun?
Duygulu ve akıcı şiirlerinizi beğenerek okudum. Başarılarının devamını dilerim