Zennehar Yılmaz Şiirleri - Şair Zennehar ...

Zennehar Yılmaz

Yorgun parmaklarım titriyor ürkeklikten mi yoksa sahtemi Alışı olmadı mütevazı kaldı her zaman vermekle yükümlüydü Arsız değil sakindi her daim sessizdi birazda titrekti Dokunuşu şifaydı sanki yaratanın bir hikmetiydi sanki Sırtlanırken yine parmaklarım dokunuyor yarına Dünü dünde bırakırken biraz ezik biraz sinir sıkışması Biraz damar tıkanıklığı biraz soluksuz kalış vardı Merhemdi tenimin tuzlu suyu devaydı sanki tuz basar gibi Ölçümü mümkün müdür sevgi kilogramını tartılır tartışılır mı? Hedef yapılır mı sevgisiz yürüklere yâda yüreksizlere yürek Teslim alınışı vardır tutuklanışı kelepçelenişi vardı ellerimin Korkusuzca namert değil asaletliydi her daim mülayimiydi Savurganlık yoktu ruhunda benliği hep sert ithamsız yargısızdı Sever gibiydi kendinden önceki birilerini özlemlerini Tutuşan ellerden ziyade tutuşan çalılar gibiydi yükseldikçe büyüyen Harlı dünyanın sessiz aleviydi ellerimin sıcaklığı titreyişi Kalıplaşmış yüreklere inat hep yumuşak tazeliğini koruyandır Asılı kalsa da idam sehpalarında yinede tebessümünü gizler gibi İsyan saydırmaktan korkar gibi sessizce gülümser ölümü beklerim Yüreğinin titreyişi değil ellerine yansıyan sadece öfkelen mi önlemidir… 13.01.2012 15:15:57

Devamını Oku
Zennehar Yılmaz

Tutkunu olduğum sevdaların üstünde tuttuğum dost Selvi gibi uzayan bir zincirin halkasına takılan, takılana Tanımsız kalmasın hecelerim cümlelerim yetersiz gelsede Acısa da ölüm sancısa da gönül darbesiz olur mu hiç söyle dost Postuna sarıldığım tilki gibi sarmalayanları da gördüm ahır ömürde Cana can olup yüreğini kanatanı da ölmese de yüreği darağacına asan Kayıp bıraktığım demetlerini toparlayıp saçının teline bağlayanı da gördüm Affını dilediğim yaratandan kavuşmalarını beklediğim dost Öfkesine maruz kaldığım sırtımdan vuruşlara inat pes etmek sizinim Ürkek yaklaşımlarım olsa da yüreğim sergi dut dalı altında dökülür gibi dost Sevimsiz gelmedi adımları hep içtendi yürektendi dileklerimdi yıldız kayışında Savurgan değil yürek belki biraz unutkan onu da yaşlılığıma veriver dost Titrek gelir belki sesim tereddüdü var sanılmasın doludur yürek sığmam sanma Atışında nice dostlar nefes alır kıskanmayasın her köşem ayrı her demim taptazedir Yürürken tökezlersem korkarım incinirsin ürkerim yara alırsın diye Sebepsizliğime sebep dertlerime merhem gülüşüme tebessüm ederim dost Zennehar Yılmaz 13.02.2012

Devamını Oku
Zennehar Yılmaz

Arıyorum senle açan sabahları Şekersiz içtiğin çayına tat katmayı Gözümde silinmeyen bir özlem Arıyor simanı duvarlarda gözlerim Kulaklarım sesini işitir duraksamalarda Yanına sokulup elini tutmak vardı ya şimdi Hani parkta oturup sen çay ısmarlar ben kahve Yudumlarken çekiştirdiğimiz sitemlerimiz vardı ya Hastalandığımda koşup geldiğin gün Şifalı ellerinle bana çorba kaynatıp içirdiğin zamanlar Çocuklara tuzsuz makarna aşkım benim Benim telaşımdan tuzu bile unutmuş koymayı makarnaya Seni seninle yaşamakta güzel seni seninle özlemekte Haykırışlarımız vardı Çoruh kenarında akıntılara bıraktığımız Her güne bir özlem dayadığımız susuzken suları akıttığımız İnfilak olmaktayken soluk olmayı öğrendik beraber Ne korkular çektim habersiz kalıp telefon açılmayınca Yüzlerce kez çaldırıp dayınlara bile haber verdiğim Neredeyse polis çağıracaktım o günkü korkumu unutmadım Senin soluk alışında ben yaşıyorum sanki seni öylesi seviyorum Pikniğe gittiğimiz an vardı ya resimler çekinmiştik hatıra kalacaktı Çeken resimleri vermedi demek ki onunda özlemi vardı bizim gibi dostluğa Doğum günümü ilk kutlayanda sendin canisi o gün ki mutluluğumu unutamam Bir hırka almıştın bana gülkurusu eşimde kazak almıştı kızmıştım ona Senin aldığını çıkarmadım giydiğim için eşim çok kıskanmıştı Bizim hediyemizin değeri olmuyor deyip senin elinin değdiği her şey anlam Senin sözünün değdiği söz mana kazanıyor can ötesi sevgili İçinde dolan sancısına aldırmadan tebessümünü kaybetmeyen teksin cansın Kapılarda gözlenen bir dost yüreğime yer edip bende hayat bulan Senin gibi bir kulu doğurup can bulun bedeninde Şükrüm yaratana sana can verene senin canını bedende yeşertene Seni doğuran o bedene dualarım razılığım iyi ki varsın yegâne tek yüreklim Sanki tüm iyilikler bir bedende toplanmışçasına Tüm insanlara uzandı elin gözlerinde sözlerinde birikimlerin Senin hayranlığında benim özlemim hasretim kelimelerim eksik yetersiz Seni anlatamıyor sözlerim gözlerimin içine bak kalbimde gör ışığını bide nem…YEGANE TEK DOSTUMA

Devamını Oku
Zennehar Yılmaz

Gözlerimde sevda yangını Yüreğimde cehennem soğuğu Görmez kör olmuş gözlerim İçimde sevdanın son demi Kapkara odalarda kalakalmışım Bir volkan olup oluk oluk akmışım Akar geçer yakar geçer bu sevda can seçer Bu sevda uğrunda nice can geçer Yüce dağ başının eksilmez karı dumanı Sensiz dünyadan geldi göçme zamanı Kalbime bağladı nasır kıranı Sevda değil ölüm aldı bu canı Helaldir sevdam katma dert bu cana Sevda sarayında nice sultana Yakıp geçme haram katma bu cana Ömür törpüsüdür canına yandığım Yüreksiz bir sevdaya zifir olup taptığım Boşa geçen sonsuz zamana yandığım Sevda değil ölüm aldı bu canımı

Devamını Oku
Zennehar Yılmaz

Belkiler, le yol alıyor adımlarım Ayakkabım da ki çamurlar bile, Koptuğu yere geri dönemiyor Yeni mekânlar ediniyor kendine Tıpkı sendeki seninle ben gibi Şimdiki düşler heyecan vermiyor Eskiden yatağıma uzanıp uzanmaz, Gözlerimi kapatıp düşlere dalardım Düş kuracağım için heyecanlanırdım Sabırsızdım nerden başlasam diye, İçimdeki sesle yarışırdım türlü, türlü Sana varmanın yollarını arardım Bin bir düşünce büyük heyecanlarla Şimdiyse düş kurmak hayal oldu Gözlerim kapanmıyor düşlere Yastığıma yorganıma sarılamıyorum Sımsıkı hayata ne hayallere sığınamıyorum Gözlerimi kapamaya korkar oldum artık Hayallerin kandırmadan başka bir şey olmadığını Anladım artık farkına vardım yalanın Yapacaklarını anlatma yap göster çünkü Her adım bir silah her söz bir kurşun gibi Saplanıp kalıyor YÜREKTE…

Devamını Oku
Zennehar Yılmaz

Karadeniz üstüne uçar beyaz martılar Kavuşturmayı bizi kader felek paçılar Köyümüz kara dere memleketim Rize Çayıma şeker katıp karıştırıp ezeceğim Olmaz böyle yar sevmek ölüp de gideceğim Sevmeyen gönülleri bulup sevdireceğim Kapıl masun yüreğin sevdalı gemisine Yelkeni yapar seni savurur gemisinde Gideceğim bu sene Rizeliye kalesine Yapacağım ızgara kal bumun ateşiyle Kadermiş böyle yanmak sevdaya kanmak Açmamış goncaları parçalayıp dağıtmak Koymuşum yüreğimi hedefteki tahtaya Vuracak beni vuran gelmeye cem dünyaya Aşarım deniz dere varamam gönüllere Sevmeyen yüreklere esir oldum bir kere

Devamını Oku
Zennehar Yılmaz

Ben anlatırım sözümü kalem kâğıda Derdimi dökmüşüm yurdum dağına Haykırıyorum bilmem ulaşıyor mu sana Susmuyorum susmuyorum yoksa duymuyor musun beni Özlemi anlatmaz hiç bir cümle kelime Sevgi bir kere değdi mi gönül diline Susarda haykıramaz sessizce kapılır kendi içine, Arayış değil yüreğimin beklentisi çok Sevdaya düştü eklentisi yok Ağlıyor yüreğim döküntüsü yok Susmuyorum, susmuyorum, duymuyor musun beni Karanlık olsa da her bir gecesi Çekilir sevenin zindan edesi Yanarsız kavrulur gönül köşesi Anlatırım, anlatırım, duymaz mısın sen beni. Sessizliğime bakıp sakın aldanma Haykırışlardır nefesim alan cümlemde Arama tek bir mana anlatır yüreğim Susmuyorum, susmuyorum, duymuyor musun beni… Yazıya dökünce sözleri bir hüzün kaplıyor bendeki seni Yazamaz kalemim susmuş yüreğim gülmüyor gözlerim görmeden seni

Devamını Oku
Zennehar Yılmaz

Farz et ki ben bir anayım ya babayım Evladım şehit düşmüş bırakında ağlayayım Ateş düştüğü yeri yakar cehenneme düşeni de Allah yakar Evladımın katilini vurup parçalamayın Yaratana saldım verir bir gün o cezayı Farz edin ya eşim ya bacı yanar yüreğim Erim şehit düşmüş bırakında ağlayayım Silmeyin akan yaşımı yaradan bilir işini Veren Allah alan Allah sevinmesin leş alayı Şehidim toprak olmaz bekçisi olur yine toprağın Farz edin ben evladım yâda amcayım Şehit düşmüş babam bırakın dimdik durup gururlanayım Belki zor gelecektir baba seslenişlerini duymak sancılı gelecek Tutmayın ellerimden bırakında Allaha dua ile yalvarayım Şehit düşmüş vatan evlatlarına kendi dilimle bir Fatiha, okuyayım Farz edin bende bir şehidim farz edin ya da gazi Düşmedim toprağa sarıldım al kanlı sancağa Gelir mi bu beden daha dünyaya şahlanmış dağlar Sonum olsa dünya yardan ayrı kalmak ne anadan En yüce duygudur yaratandan feyiz alıp şehit olmak Bırakmayın başınız öne düşmesin şehitler üzülmesin Bu vatan ana kucağı ölümdür dört bucağı vatanı canla korur ÖLMEZ VATAN İÇİN KANI AKAN ŞEHİTLER

Devamını Oku
Zennehar Yılmaz

Kendimi anlatmayı sevmedim sevemedim bir türlü Sevmeyi sevdim sevdikçe sevilmeyi öğrendikçe öğretmeyi Savurgan, ya da unutkan hiç olmadım sevdiklerime Yer verdiğim değer köklerine su döküp yeşerttim her daim Bilinmedik kadar bilinen sevgilerim sevgisizliği siler gibi Tebessümüm hiç eksik olmadı al yanaklıyım güldükçe gül yanaklıyım Belki de sevmeyi benden öğrendin övülmeye layık gördün Samimi oluşum dürüstlüğüm sonradan değil doğuştan oluşum Beceriksizliği kabul etmiyorum sende değilsin öğretmenin beceriksizdi Sanatkâr olmaya bilir insan ama saygı duymayı becere bilmeli Dokunuşunu hissetmeli kalemin kâğıdı okşayışındaki ilmini Sevmesini bilmiyorsan sevildiğinin değerinden saygısından doğmalısın Ellerimi her uzatışımda saflığından arındır yüreğini arındır içindeki karanlığı Yutkunası olur nefes alışların öğrendin işte evet tamamdır sevmeleri öğrendin İşte, işte o an bak, bak sende gülüyorsun hem de yürekten bir tebessüm daha hadi Ardı ardına yetişir gibi gülüşler övgüleri toplayacaksın işte sen sende sevgi merhemi sürgülüsün Hadi şimdi hayattan tat almaya sıra geldi hazır mısın öğrenmeye söyle Hadi duymak istiyorum haykır tat almak isteğini duymuyorum biraz daha hadi Evet, şimdi oldu işte birinci ders en çok üzenlerin ve sevindirenlerini unut Gel bir bahçe bulalım içinde kuş seslerini duyalım gözlerimizi kapatıp dinleyelim Evet, evet deyişini duyar gibiyim… Şimdi sıra mutluluk duyma arayışında Dur bak ne söyleyeceğim sessiz ol bak yerdeki çamura iyi bak ne görüyorsun Evet ya gördün mü küçücük bir ayak izin ne kadar belirgin ve masum tertemiz İşte, işte tebessümüne katılan mutluluğu da buluverdin şimdi sıra bunu çoğaltmaya Gel şu gülün dalından bir gül koparalım bir iki yapraklı evet avucunda sanki solacak gibi değil mi? Canlılığını kaybetmiş evet üzülmek bu işte farkına varmak bu gel şimdi mucizesini görelim sana can verenin Bir pet şişe var şurada evet, evet o işte ortadan ayıralım ve toprak dolduralım içine Ha oldu şimdi biraz su gerek al bak şuradaki küçük çeşmeden diğer yarısıyla getir pet şişenin Evet, gel şimdi birazcık eşelim ve solmak üzere olan gül dalını örtelim toprağa Evet, gül yavaşça sanki nefes alıyor değil mi evet bunu dikerken sen kendi avucunun şifasını sanırsın Ama asıl olan o değildi benim içimdeki inanç aşkıydı ellerine dokunuşumla beraber onu aracı kılan ilahi aşk… Hissede biliyor musun? şimdi mutluluğun hüzünle pekiştiği anı işte o andır Şimdi bekle pencerenin kenarında bu gülün soluşunu ve sakın pes etme Yinede her gün suyunu ihmal etme yettiğince koy suyunu Birkaç ay bekle fırsat buldukça seyret ve düşün onu dalından aldığın bu pet şişeye koyduğun anları ve bak göreceğin şey aylar sonra kurudu sandığın gül dalının ağaç olmak için toprağı nasıl yararak yeryüzüne fışkırdığını işte buda sevginin mucizesidir pes etmeden nefes alabildiğine şükretmektir işte bu sevmesini öğrenmek hissetmektir… Zennehar Yılmaz 20.02.2012 16:31:58

Devamını Oku
Zennehar Yılmaz

Rüyalarıma girme kâbus olup ta Mezarıma gelme pişman olup ta Düşürse kalbine aniden ateş Dönüp ardına bakan sen olursun Kinaye değil gerçek sözlerim Özümden koparıp baktı gözlerin Pişmanlığa düşünce kalır izlerim Tozunu yutarsın gidişlerinin Tersine döner Azrail gelince İçini eritir geçmişe baktıkça Ahım dan kurursun odun oldukça Cehenneme lazım körükler seni Mazlumun ahını aldın bir kere Gülmez yüzün yazık kadere İçinden geçeni söyle bi hele Düğüm olur boğar yediğin lokma Ödlekti kalbin severken beni Katildi sözün silerken beni Cesurdu dilin söverken beni Şimdi yakar kalp cehennem seni Öz değil üvey idim senin gönlünde Sıramı bekledim her gününde İnsaflı davrandım yine sevgimde Allah"a havalem yeni geç oldu Zennehar yılmaz 22.05.2012 23:25:19

Devamını Oku