Peykân Yarası
Geçti ömür çile ile, gözlerde fer kalmadı.
Düşe kalka yürüyoruz şu karanlık yollarda.
Varmak için hedefe, dizde derman olmadı,
Nasip esir olmuş zamana, bir anlık yollarda.
Telaş Öldürür
İnsan önce ölür, sonra dirilir,
Ölüm değil, beni telaş öldürür.
Can bedenden çıkar, ismi silinir,
Şaşa Kalırsın
Derin olur deryan, suyu ısınmaz.
Gün dolanır batmaya, dara kalırsın.
Yüce dağlar, karlı iken aşılmaz;
Sen Kimsin?
Kuruttun gülleri, bağı çöl ettin,
Soruyorsun şimdi: "Sen kimsin?" diye.
Ağarttın saçımı, yaşı göl ettin,
Soruyorsun şimdi: "Sen kimsin?" diye.
Yen korkuyu şu şitanın sonunda,
Bir boşluktan sızıp çıkmak istersen,
Ayan olur bu gecenin sonunda,
Tanır Gönül
Yaralıya derdin sorma,
Dertli efkarlanır gönül.
Karanlıkta gölge olma,
Yar gölgeni tanır gönül.
Yorgun Bir Ömür
Mezarlıktan farkım kalmadı şimdi,
Yoruldu bedenim, yük taşıyamam.
Gençlikte hayaller bir başkaydı,
Yoruldum, yorgunum, yük taşıyamam.
UNUTMA
Nedir bu sitemin, nedir bu nazın?
Nazlı gül de gül açmaz, unutma.
Ömür bir gecenin, ölüm sabahın;
Gül sabahı, şita da açmaz, unutma.
Kimi bu âlemde gül gibi açar,
İnsan, insanlıktan her zaman kaçar.
Kimi düz ovada yolundan şaşar,
Yolu yamuk olan, yamaçtan utanır.
Kimi ilkbaharı kış gibi yaşar,
YALANDIR
Aldanma dünyanın süslü yanına,
Deryası, denizi, gölü yalandır.
Garip bülbül gibi konma dalına,
Yaprağı, gövdesi, gülü yalandır.
az öz sade bir uslup
laf olsun torba dolsun diye degil anlasilsin diye yazilmis kutluyorum