Bir girdap ki çektikçe çekiyor bedenimi,
Ben kaçtıkça o bana uzatıyor elini,
Dünya da yaşadığım gerçek değil yalanmış,
Hakikat aleminde gerçek yalnız Allah’mış.
Zannetmem gelmez artık o günler
Gelse de istemiyorum zaten çocukluğumu
Oynadığım, düşüp kalktığım kaldırım taşları
Hatırlatmasın o dar sokak bana
Boynu bükük yoksulluğumu.
Duymak istemiyorum artık yaşlı ninemin masallarını
Bir Serçe Kuşuyum şehirde
Karnım aç
Mevsim kış, aylardan zemheri
Kar yağıyor
Hava ayaz
Üşüyorum biraz
Fal açıp yarınlara,
Yaprağını kopardılar papatyanın,
Boynunu vurdular lalelerin,
Sonra
Çiğnediler bütün çiçekleri,
Umut beklediler,
İki avucumun arasına sığdırmışım,
Koca Dünyaya sığmayan başımı,
Gezinmekte berzah aleminde düşüncelerim,
Heyhat! Oymakta bir nakkaş hüzünle mezar taşımı.
Çökmüş kara bulutlar Elma dağına
Kahır yüklü yolcular geçer taşıtlarda
Selamlaşır şoförler usanmadan
Akşamın alaca karanlığında.
Çıkar taşıtlar Elma dağını yavaş, yavaş
Beklemekteyim,
Kara gecelerin ardında ak gündüzleri,
Nöbet tutmaktayım,
Kaybolmasın diye yıldızların kapısında,
Çakıl taşlarına ninni söyleyen,
Sonsuza akıp giden nehir kenarında.
Buralara geldiğim vakit
Çocukluğum canlanır sevinç dolu anılarda
Hatıralar kol uzatır her köşesinden
Gözyaşım, koşup düştüğüm çakıl taşlarında.
Buralara geldiğim vakit
Ne sonbahar gelsin istiyorum,
Ne yaprak düşsün dalından ağaçların,
Buğulanmasın gözlerim,
Kahır bulutları kapatmasın gök yüzünü,
Şavkı vursun sulara yıldızların.
Ne kış gelsin istiyorum,
Özlüyorum çocukluğumu
Başımdan savurduğum kum tanelerini
Babamın kızınca kırdığı renkli bilyelerimi.
Daracık sokaklarda köpek havlamasını
Öksüz beşik gıcırtısını, yoksul bebek ağlamasını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!