Sigaram yarım
Kağıdım yarım
Düşüncem yarım
Umudum yarım
Şiirim yarım
Daktilo şeridim sarım, sarım
Karşı dağlarda batarken bakır rengi güneş
Oysa ben bilinmeyen akşamlara gidiyorum
Bin bir çığlıkla titreşen hayatı
Heyhat, ben vagon penceresinden seyrediyorum.
Seyyar satıcılarla dolmuş istasyonlar
Günler sayılmakta bir bir
Umutlar tükenmekte
Bilal’ in yurdunda
Kara Afrika’nın
Kara bahtlı çocukları
Açlıktan; Ölümü beklemekte
Ne Üsküdar yandı yüreğimde, ne Karagümrük
Ne bir puştun elinden kaçtım,
Ne de sevdam uğruna kaçırdım sevdiğimi
Üsküdar da söner, Karagümrük de
Sokaklar yanıyor kışın ayaz gecelerinde.
Vallahi ben tutuşturmadım
Herkes aheste gidiyor bu yolda nedense
Oysa ben hep koşuyorum, mümkün değil onlara erişmek,
Yağmur suyu ile büyüyen bir dağ gelinciğiyim ben,
Neme gerek, büyük şehirlerin süslü saksılarında yetişmek.
Yaşamak sensizliği bir lahzada bin muamma
Bırakmışım oyuncak bir kayığı koskoca ummana.
Kaykılı, 20 Nisan 1982
Kara kıta
Kara vatan
Kara toprak
Kara talih
Kara çocuklar
Kara saçlı
Biriktirmemiş isen ey nas bir avuç zahire-i ahiret,
İstersen bin yıl yaşa, sanma! Yaşamakta maharet.
Olmuş cümle beden anadan üryan
Yüce Mevla bugün mahşer günü mü?
Uyan kabir uyan, uykudan uyan
Yüce Mevla bugün mahşer günü mü?
Dağlar, taşlar engin olmuş yerle bir
Gurbet yağar üstüme, gurbette
Çekilen ahlarda, alınan nefeslerde
Darağacı kurulur içimdeki sevdalara,
Kırılır dalları, filizlenen umutlarımın
Kurşuna dizilir yüreğim yaban ellerde.
İnadına;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!