Mektup No: 4 - Babama…-
Nasıl anlatsam sana bulunduğum mevkiyi?
Karanlığın içinde gün sezilmiyor baba.
Çarpan çok belki ama iki kere ikiyi
- Mektup No:5 - Ölüm… -
“ Elden teslim edilmesi ricamla.”
I.- Giriş
- Kırılmış bir aynadır gerçek sandığın her şey …-
korkunun tanığıdır gece
Hangi gözden yok sayarlar, tez sönen bir kandilim
Hangi sözden çok sayarlar, aşkı anmış bir dilim.
Hangi aşkın ismi senden önce gelmiş söyle yar
Hangi resmin fırçasından sevda yağmış böyle yar?
- Güneş de batar çünkü -
Ölümün en ansızı nasıl bulursa canı
Sen de semadan öyle ineceksin sonunda.
Sevdayı bahar bilip yok saysan da hazanı
Hasret salıncağına bineceksin sonunda.
- Bir gün mutlaka soracaksın -
Meçhulün bilinmezi sanıyorsan gizimi
Aynalarda gördüğün yalanlara sor beni.
Gölgeler kaybolurken arıyorsan izimi
Günahını unutmuş kırık bir kolken ömrüm
Değersiz bir diyettim, kim duydu feryadımı?
En işlek caddelerde tek çıkmaz yolken ömrüm
Kendime eziyettim, kim duydu feryadımı?
Âşıktım, maşuk için tırnakları sökülen
- İstanbul yanacak, ben yanacağım…-
Gecikmiş bir bahar, verilmiş bir söz
Ömrü yok sayacak, yaşlanacağım.
Hüznümün ortağı bir çift nemli göz
- Bizde vefa dest-i şêmdir sevdalar silinse de
Arş-ı âlâ gönlümüze, kamer yere inse de. -
- Şiir ve şair ya da şiircilik ve şaircilik üzerine –
Sevgili Üstadım.
Sana bu mektubu, seninle ilk kez karşılaştığım Çınaraltı’nda; bana ilk kez ‘’ hadi ordan teres’’ dediğin masanın birkaç masa ötesinde, ama yüzümdeki aynı mahcup tebessümle yazıyorum.




-
Mehmet Ferah
-
Aytac Sarıkaya
Tüm YorumlarMekânı cennet olsun...
Gerçekten kaliteli şiirler kendisini tebrik ediyorum. Daha güzel şiirler bekliyoruz. Bu arada herhangi bir kitap varmı? Veya böyle bir çalışması varmı? Merak ediyoruz.