Bu dert başımdan gitti gideli,
Bir boşluk oluştu sol yanımda,
Bu dert başımda değildi de,
Efil efil esen yel miydi?
Yoksa gittiğim her yerde miydi ne!
Ağaçları aynı ağaçlar,
Vıcır vıcır dallara konan,
Kuşları yine o kuşlar.
Her gece düşlere sığınan,
Ve her gecenin sabahında,
Koca koca umutları olan;
Büyük sancıların ardın'dan,
Ağıtlarla geldik şu dünya'ya.
Emeklerken hayata,
Ara sıra ağladık,ara sıra da güldük.
Zor da olsa,
Bu şehrin arka sokaklarında,
Şimdi çok uzaklardasın amma,
Ne fark eder bu neyi değiştirir ki!
Üzülme gülüm sen yeter ki,
İçimde bir yerlerde,
Seni yaşatırım inan ki…
İnsanlar dünyalı olmadığı müddetçe,
Veya öyle hissetmedikçe,
Mutluluğu yakalayamayacakları kesindir.
Çünkü her milletin;
O ırkçı milliyetçileri yüzünden,
Yeryüzünün de kana bulanacağı bir gerçektir.
Şu gönlümde hayalini kurduğum,
Düzinelerce ümitlerim vardı,
Sadece gecelerdi benim şahidim,
Kara sevdan içimde bir hardı,
Yüreğimde öylece ukde kaldı;
Bir türlü sana söyleyemedim…
Yaralı yüreğin hicran dolarsa,
Güller dergahında gülün solarsa,
Ardından sevgili saçın yolarsa,
Dönüp gel yurduna eline oğul.
Geçtiğin yolları pusu bağlarsa,
Seni ilk gördüğümde,
Bir kaşlarına baktım,
Bir de gözlerine dalıp,
İrkilip yerimden kalktım.
Ne söylesem bilmem ki!
İkisinin arasında inan,
El için küsüp de ahımı aldın
Sen dara düşüp de haber mi saldın
Yabana gidip de orda mı kaldın
Irağı yakın et haydi dön gayri
Sen bana bunları ne için ettin
Hani hava bozar,
Havada bulutlar dolanır durur,
Yağmur öncesi bulanır ya gökyüzü!
İçini derin bir kasavet kaplar,
Yazının yüzünde şaşırır durursun.
Sonrasında şimşekler çakar,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!