Sana kaç kişi,
Kaç şiir yazdı,
Şu yıldızlı gecede.
Sen kelebeksin,
Kemirilmemiş elma gibisin.
Ne haber!
Bacı bacı kele bacı,
Bu bizimki nasıl acı,
Nerde kaldı ver ilacı,
Namık oğlan bak kalkmıyor;
Kele bacı hiç bakmıyor.
Sen yeni mi duydun Neyi mi duydun?
Başıma geleni yeni mi duydun?
Sen gittin gideli şimdi mi duydun?
Nerdesin gel hadi gel de gör beni.
Gül benzimde soldu vakitte doldu,
Her ne kadar,
Büyülü gecelerin eşiğinde,
O ışıltılı diskoların,
Loş ışıklarına akarak,
Cıstık cıstık;
Dans etmesini bilmesek de…
Bizim mahallede varoşlarda,
Eğer bir gün çıkarsan karşıma,
Tozlu,topraklı o yollarda
Gözlerini gözlerime sakın akıtma.
Yaşadığımız ihtiraslı geceleri,
Sevişirken fısıldadığımız tüm heceleri,
Kış geçer bahar düşer bak her şey filizlenir,
Bal damlatır üzümler tefekler de gizlenir,
Cıvıldar kuşlar öter ne güzel de izlenir,
Hani niye gelmedin yine beklettin beni.
Aşağıdan yel eser gelir bağrıma vurur,
İki gün sonra merhaba dostlar.
Sizlere cumayı cumartesiye bağlayan,
Ve bugün yani Pazar itibarı ile biten,
Güzel Manavgat’ın ve de yaşadığım aşağı hisar mahallesinin,
İki günlük çileli hikayesini bir yaşayan olarak elimden geldiğince,
Gerek yayınladığım karelerden gerekse aşağıda yazacağım satırlardan,
Bir zamanlar toplanıp voleybol oynardık,
Kah tatlısına kah göçmenin dondurmasına,
Ceyhan lisesinin arka bahçesinde,
Bazen de okulumuzu asıp,
Terleyerek hep top peşinde koşardık;
O çil reisin tarlasının içinde…
Dönmez uğurladığım hiçbir yolcu,
Bir mendil yolculuğunda koyup giderler…
Kaybetmenin ne olduğunu çok iyi bilirim,
Ben o kaybedişleri;
Yüreğimin derinliklerinde hep hissederim…
Bakışlarımı bir hüzün kaplar,
Dumanlı dağ başında terki diyar gezerken,
O sıla hasretiyle yüreğini ezerken,
Hayalinde yarini mor güllere bezerken,
Kır çiçeği içinde Mehmet’imi vurmuşlar.
Ömrünün baharında askerim gülememiş,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!