Sana kaç kişi,
Kaç şiir yazdı,
Şu yıldızlı gecede.
Sen kelebeksin,
Kemirilmemiş elma gibisin.
Ne haber!
Bacı bacı kele bacı,
Bu bizimki nasıl acı,
Nerde kaldı ver ilacı,
Namık oğlan bak kalkmıyor;
Kele bacı hiç bakmıyor.
Bizim mahallede varoşlarda,
Eğer bir gün çıkarsan karşıma,
Tozlu,topraklı o yollarda
Gözlerini gözlerime sakın akıtma.
Yaşadığımız ihtiraslı geceleri,
Sevişirken fısıldadığımız tüm heceleri,
Dumanlı dağ başında terki diyar gezerken,
O sıla hasretiyle yüreğini ezerken,
Hayalinde yarini mor güllere bezerken,
Kır çiçeği içinde Mehmet’imi vurmuşlar.
Ömrünün baharında askerim gülememiş,
Dönmez uğurladığım hiçbir yolcu,
Bir mendil yolculuğunda koyup giderler…
Kaybetmenin ne olduğunu çok iyi bilirim,
Ben o kaybedişleri;
Yüreğimin derinliklerinde hep hissederim…
Bakışlarımı bir hüzün kaplar,
Her ne kadar,
Büyülü gecelerin eşiğinde,
O ışıltılı diskoların,
Loş ışıklarına akarak,
Cıstık cıstık;
Dans etmesini bilmesek de…
Yolu tozlu topraklı yol üstü çamlık olan,
Gurbetten sıladaki bir köyü düşlüyorum.
Bağları bahçeleri elvan çiçekle dolan,
Gurbetten sıladaki köyümü düşlüyorum.
Buğdayları biçilmiş sergenleri kurulan,
Bir zamanlar toplanıp voleybol oynardık,
Kah tatlısına kah göçmenin dondurmasına,
Ceyhan lisesinin arka bahçesinde,
Bazen de okulumuzu asıp,
Terleyerek hep top peşinde koşardık;
O çil reisin tarlasının içinde…
İki gün sonra merhaba dostlar.
Sizlere cumayı cumartesiye bağlayan,
Ve bugün yani Pazar itibarı ile biten,
Güzel Manavgat’ın ve de yaşadığım aşağı hisar mahallesinin,
İki günlük çileli hikayesini bir yaşayan olarak elimden geldiğince,
Gerek yayınladığım karelerden gerekse aşağıda yazacağım satırlardan,
Kızıllık var gökyüzünde,
Batan güneş kırmızı,
Kızıllık var yeryüzünde,
Açan çiçeklerde kıpkırmızı…
Gördüklerim kırmızı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!