Kırmızıyı hiç sevmedim,
Sevemedim oldum olası,
Köyümden biraz uzakta,
Başka bir köyde Yassıca da,
Anamın doğum yolculuğu,
Kırmızı bir kamyonda.
Yolu tozlu topraklı yol üstü çamlık olan,
Gurbetten sıladaki bir köyü düşlüyorum.
Bağları bahçeleri elvan çiçekle dolan,
Gurbetten sıladaki köyümü düşlüyorum.
Buğdayları biçilmiş sergenleri kurulan,
Gönlümde bir at şahlanır,
Deli mi ki deli,
Rüzgar gibi eser durur.
Ruhumda kırbaç sesleri,
Doludizgin koştukça kudurur…
Kızıllık var gökyüzünde,
Batan güneş kırmızı,
Kızıllık var yeryüzünde,
Açan çiçeklerde kıpkırmızı…
Gördüklerim kırmızı,
Şu geceye dönük saatlerde,
Hep kan ter içinde uyanıyorum,
Ne yapacağımı bilemiyorum.
Uykularım bölük pörçük,
Elim ayağım çözülüyor,
Geceler uzun geceler kabus dolu,
O giden sevgilinin vefasızlığını,
O yokluğunu hayalimde canlandırırken,
Tanrının öfkesine çarpılmış,
Zavallı bir kul gibi,
İçten içe kendi kabuğumda kururum.
Sanki gizli bir hüznün,
Aklıma bir defa koydum,
Ardımda hiç iz bırakmadan,
Uzak diyarlara gideceğim.
Kendim ettim kendim buldum,
Bu hayatı çekemez oldum;
Başımı alıp da gideceğim…
Seni her gördüğümde gözlerini süzersin,
Bakışların titretir yüreğimi ezersin,
Sol yanımın dibinde bir yerlerde gezersin,
Güzelsin yar güzelsin güzelden çok ötesin.
Yüce Mevlam şahittir her şeyimsin canımsın,
Şu gözlerim dolar erir akarım,
Sağıma soluma döner bakarım,
Ben kendi kendimi aman yakarım,
Sılaya hasretim olduktan gayri.
Gözyaşlarım dinmez her gün ağlarım,
Gittiğin günden beri gözyaşlarım durmadı,
Derdimle divaneyken gelip kimse sormadı,
Sırtımdan kimse beni sen gibide vurmadı,
Artık bir şey dilemem gayri gelme istemem.
Gece gündüz yanarken yüzüm üstü apandım,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!