Şu dünyada başıma gelmedik kalmamış,
Bir tek sen yanımda kalsaydın iyiydi,
Üstüme nikotin kokusu mu sinmiş?
Bir de sen sinseydin hiç de fena olmazdı,
Sus, deme öyle, gözlerim mi yaşarmış?
Sigaranın dumanındandır o,
Gittiğin günden beri,
Yağmurlar da gelmedi,
Kıraç kaldı topraklar,
Tarlalarda mahsuller,
Ağaçlar, çiçekler yandı,
Gül yandı, bülbül yandı,
Bana tatlı tatlı gülerek,
’ kendine dikkat et ’ dedi,
Hem de bana dedi,
Ben kimim ki ya,
O varken gölgemi bile defederim,
ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam)
Doğum tarihi: 29 Ekim 1943
Ölüm tarihi :15 Ekim 1986
Nedir bu feryat gönlüm, nedir?
Ulan Allah’sız, tüm kitapları yaktırdın bana,
Ve tüm kutsal emanetleri yıktırdın...
Bir tek kutsalım sen kalmıştın,
Onu da çöpe attırdın,
Helal olsun!
Yok kuzum, yok, bu saatten sonra durulmaz buralarda,
''Körsün oğlum sen!
Gel de beni enine boyuna,
Şöyle bir güzel doya doya keşfet '' dedi,
Olur, başka emriniz?
Vay utanmaz!
Kâşif miyim ulan ben?
'Benim için bir şiir yazar mısın? '' dedi.
''Yazarım yazmasına da,
Köpek yalı gibi tatsız tuzsuz bir şey olur.'' dedim.
''Aşk olsun, kırdın beni, yok bir şey '' dedi.
'' Olsa şaşardım, içinde sen varsan, aşk da olmalı,
Yoksan şiir de yok hükmündedir,
Dertleri dağlara verseymiş yaratan,
Ağır gelirmiş, yıkılırlarmış,
Uyutmak için kucağında sallarken beni anam,
Hangi ağıtları öğretmiş ki?
Benim kızıl akşamları sevmem bundandır,
Senin dağlarında güneşler batarken,
Her zamanki gibi aynı sokakta karşılaştık,
Yine çok havalı, yine çok güzeldi,
Birlikte aynı caddede yürüdük,
Aynı yokuşu tırmandık,
Birlikte yorulduk,
Aynı yerde soluklandık,
Gözlerine bakınca, dünyalar benim oldu,
O bunu bilmeyecek, bakışı sonum oldu...
Kurşundu deldi geçti, en yaslı şarkıdayım,
’Sus! ’ dedi gonca gülüm, ben nasıl şakıyayım?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!