öyle nefis bir manzarasın ki,
doyulmuyor sana bakmaya,
bir de insanı soyar gibi,
dönüp dönüp seni göz hapsine
almasalar şu adamlar,
keyfim daha gıcır olacak,
Güllerin piri, şahı, ahududusu, balı,
Göze gelmiş sarmış bir dikenli karaçalı,
Bende kırık dökük kalp, ondaki ne ola ki?
Zedelenmiş garibim, yaprakları yaralı.
Bakmayacaktı öyle, kabahat bende değil,
o yasak, bu yasak, sevgi yasak,
aşk yasak, tutku yasak,
peki söyler misin, serbest olan nedir sevgili?
seni uzaklardan sevmek mi?
resimlerine bakıp bakıp, göz hapsine almak mı?
Bu senden kaçıncı kaçışlarım?
Geceden sabaha bu ne bitmez sancılarım,
Gözümü açıyorum sen, kapatıyorum sen,
Lanet olsun, ölemiyorum da,
Uykumda sen, rüyamda sen,
Attığım adımlarda, oturduğum masalarda,
Dedim, sen nasıl bir şeysin tatlı şey,
Sana dokunmak yasak, sevmek yasak,
Anlamadım ki, bu nasıl mutluluk,
Bu ne biçim bir saadet?
Sen cana can katanım mısın,
Yoksa hep böyle umutsuz vakam mısın?
Dedim,
’’ Madem ki bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var,
canıma minnet, hiç gitme sen, kırk yıl yanımda kal.’’
Dedi,
ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam)
Doğum tarihi: 20 Ekim 1943
Ölüm tarihi: 15 Ekim 1986
İcatlar nasıl olmuştu, bir çoğunu unuttum,
Öğlen ne yediğimi de unuttum,
Bu gün, aynayı bulmuşcasına heyecanlıyım,
Ve o ayna, sanki dünyada bir tek bende var…
Alfabeyi sökmüş de, okuma yazmaya yeni geçmiş,
Kırmızı kurdelalı çocuklar kadar mesudum…
Bir Sen Hariç
Ben sana gülüm dedim,
Yollarına güller serdim...
Bir şey söyleyebilir miyim?
’ Bir şey ’
Söyledim işte,
Çok mu bayat espriydi?
Tazesi fırından yeni çıktı,
Gazeteye saralım da hamur olmasın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!