Yıllar, sanatkâr gibi işleyerek hüzünü,
..........Dumanlı bir giz ekler, saçının aklarına.
Sonra bulutlar gelir, gölge kaplar yüzünü,
..........Bir-kaç ılık damlacık düşer yanaklarına...
Kader, ayrılık yazmış, tutamazsın sözünü,
..........Çaresizlik, bir zincir vurur ayaklarına;
Bir gün ayrılsa da yollar, 'sevmedin' diyemezsin
Öyle bir şarkıydı sevdâ, bensiz söyleyemezsin
Nice İstanbul akşamı paylaşmıştım seninle,
Bana bir gönül borcun var, kolay ödeyemezsin
Kim bir şeyler vâdetse, ümitlendik, inandık,
'Vatan, millet' dediler, sözleri gerçek sandık.
'Şehit kanı' dediler, can evimizden yandık,
Bunlar namuslu dedik, haram yemezler sandık.
Her nimet sunulunca, önlerine hediye;
Bugün bayram, tasaları bir kenara atarak
Yüzünüze mutluluğu ve huzuru seriniz.
İçersine gönlünüzden bir sıcaklık katarak
Bana bayram hediyesi bir tebessüm veriniz.
Bayram günü, kırgınlıktan,dargınlıktan kaçınız
İstanbul'u satıyorum işportada;
Ne alırsan üç-beş kuruş...
Yemyeşil Boğaz sırtları satıyorum, Yemyeşil Çamlıca,
Florya, Caddebostan, masmavi Kalamış Koyu,
Erenköyde bahçeli köşkler,
Üsküdar'da cumbalı konaklar satıyorum.
Nerde âlem, nerde sefa,
Gezer durur, bilmez vefa.
Ne gam çeker, ne de cefa,
Dert etmemiş hiç bir defa.
Boş ver, senin nene gerek,
Fingirdeksin, sen fingirdek...
Ne baharlar geçirdim, güneşi hiç görmeden,
Ve ne bahçeler bozdum bir demet gül dermeden.
Sonra,yolum geçince, bir gülistan ilinden,,
Güz gülleri kokladım bir mihriban elinden....
Bahar goncalarında yok kadife dokusu,
GÜL, GÜLİSTÂN İÇİNDE
Her güzellik, bir nişandır beyt-i destân içinde,
Goncalar teşhir edilmiş, ince fistân içinde.
Sen geçerken bahçelerden, nûr-u mehtap misâli,
Öyle nârin bir temâşâ; gül, gülistân içinde...
Müzeyyen Senar'ın hatırasına, saygılarımla,
SON KALE DÜŞTÜ (Yaşamıma Yansıyışlarıyla)
Gecenin sabaha doğru usul usul yaklaştığı şu saatlerde, odamın sessizliği içinde, çok sevdiğim bir şarkı yankılanıyor beynimde, çok usta bir sesten:
NEY / ZEN
Üfle, doldur be neyzen, Hayyam'ın lâl câmını,
Rubâilerle anlat varlığın encâmını.
Ney'in hüzünlü sesi, terennüm ededursun
Hoşgörüsü ,pınarlar gibi akar şiirin duvağından ;uçar bir kızın sinesine konar ,bir oğlan gülümser göğsünde, göğün kuşağından rengarenk sevgiler diziliverir boynuna insanın, Ünal babacığımın dokunuşlarından.Sabah eğilir, suyun çehresinden öper, inci tanesi gibi yaşlar sıralanır gözlerinden güle mera ...
'Öyle bir sen ol ki içimde, içinde hep ben olayım.'.. (*)
Tek bir mısra, satırlara bedeldi. güçlü kaleminizi ve yüreğinizi kutluyorum Sayın Ünal bey
herkese göre bir şiir olmuş... :) :) :) :) :