Bilkent karlar altında.
Eller üşümüş, yanaklar pembe;
Her şey yolunda,
Bugün Perşembe.
Çamlar keyifli
Semâya bak,
Oradan gelir haber.
Bırak çalkalansın yer.
Bazen yeşil, bazen al,
Bazen kara, bazen ak,
Sen semâya bak.
Kerkes kötü, kendisi dışında,
Yazın da söylenir, kışın da;
Hep bir istihza bakışında.
O bilir doğrusunu her şeyin,
Her zaman o olmak ister konu;
Dertlerimi çuvallara doldurup
denize attım dün
Beni üzenleri
defterden sildim
Defter bomboş kaldı
Şimdi dertsiz
Tat gider, damak kalır;
Şef gider, yamak kalır;
Ölmeye ramak kalır;
Sana ağlamak kalır.
Vazgeçtim söylenip durmaktan
Bugün kaçıncı gün bilmem,
Suskunum…
Duyuyor musun?
Sessizliği dinlemeyi bilir misin?
Güzel güzel yaşayıp dururken
Birgün hüznü farketti,
Arkasından vesveseyi
Ve gereksiz herşeyi,
Unuttu neşeyi.
Nasihatlerine ihtiyacım oluyor sık sık
Ne yazık ki yanımda yoksun artık...
Üstünden yıllar geçti de yasının,
Hâlâ burnumda tütüyor kokusu
pişirdiğin hamur çorbasının.
********** Birinci Mutluluk Devri
Bulunmaz bu markette
‘Acaba’ lar, ‘ama’lar
Satılır egolara
Türlü türlü mamalar.
Bir müzik başlıyor önce ağır ağır
Çıkıyorum sahneye danslarla
Hayatımın şarkısını söylüyorum
ince nüanslarla
Seyircilerin kimi kör, kimi sağır.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!