Ne vardı seni görecek
İçtiğim suyun aynasında?
Ne vardı uyanacak sabahın dördünde hiç sebepsiz?
Mırıltılara alışmışken tekdüze
Gözündeki feryadı işitecek ne vardı?
Tam ortasında durdu.
Bir sigara yaktı,
Söylenerek aşağıya baktı:
“ Bu nehir de bu bahar amma kudurdu! ”
Ayırıyordu iki kardeş yurdu.
“Allah razı olsun ” dedi;
Bir açsın, bir toksun
Bir azsın, bir çoksun
Bir varsın, bir yoksun.
(8.Eylül.2003)
İstanbul'un orta yeri Alabama
Yine online olduğumu duyurmayın babama
Faturalar kabarıkmış bana ne?
Sanalım! Edâlım! Boynuna vebâlim.
Chat Bağımlısı
Sevginin gölünde yıkananlarla,
Kıskançlık çölünde yananlar;
Allah’ı hamd ile ananlarla,
Parçayı bütün sananlar;
Odanın içinde bir çanta,
Çantanın içinde bir kutu,
Kutunun içinde bir böcek.
Böcek kutudaki bir küçük delikten
Dışarıya bakıp:
Semâya bak,
Oradan gelir haber.
Bırak çalkalansın yer.
Bazen yeşil, bazen al,
Bazen kara, bazen ak,
Sen semâya bak.
Kimler kaydı avuçlarımızdan, kimler!
Onlarla gitti,
Anılar, deneyimler, birikimler!
"Yer”diler, “gök”tüler.
Özlemleri büyüdü zamanla,
Bu bir nehir yatağıdır,
Gözden öze giden yoldur.
Mevlam şefkatin dağıdır,
Kadehin onunla doldur.
Bu dağ keramet dağıdır,
Bir göl kıyısında uzanıp kalmışım
Deli dalgalardan çok uzakta
Riya da yok burada tuzak da.
Bir çocuk gibiyim, iyice ufalmışım
Çiğ düşmüş çimenlere karışmışım




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!