Susmuş gece,
Karanlık donmuş.
Çığlıklarla dolu orman,
Fısıltılarla konuşuyor ağaçlar.
Ve zaman boğulmuş
Gözlerin de,
Uzumun cekirdeklerindeydi mutluluk
Sen cekirdekleri ayirdin
Sirlarin icinde uzgundu gercek
Sen sakliyamadin icinde gizleri...
Yirtamadin kabugunu belki bu gecenin
Ama alistin gecelere
Mittani tepsilerde;
Hayatı sunuyorum sana.
Ey güzel dilberim.
Ayın donuk halesinden,
Güneşe taşıyorum seni.
Geçmişinden kalanı yaktı.
Yırttı attı,
Ona dar geleni.
Adını unuttu
Ve aktı;
Deli bir sel oldu.
Acti kapiyi
Gidisinin ardindan yer gok
Bir menevilestiki ipil ipil isiga kesildi gece
Kapiyi kapattida gitti
Gogumuzu tozuttuda gitti
Kendi bedenine suruldude gitti
Bir tutam yalnızlıktır,
Uzaklardan sunulan.
Ve çenkirirken köpekler,
Uzaklardan;
Soluk soluğa kalan,
Yorgun bir atlıdır,
Ey!
Bembeyaz;
Teninden yansıyan,
Kızıl gün.
Kıyma ona.
Zamanın kara delikleri;
Kanıyordu bir yolun kenarında.
Sonsuzdu sanki akan kanı,
Her yeri kana beliyordu.
Düşündü bu kuşu kim yaraladı diye.
Teke indi bilinmeyen ve bulundu avcı.
Güneşli bir gün
Yürüdüm kaldırımlarda
Her adımda
Tasları tıkırdayan
Ağaç kökleriyle
Kardeş kaldırımlarda.
Boğazın ayaklarının altında;
Bir çay bahçesi.
Yudum yudum içiliyor deniz.
Dalga dalga sarılıyor kıyılarım.
Işıklar yansıyor,
Suretimizden.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!