Yakalamaya çalışıyoruz zamanı
Oysa zaman kovalıyor bizi
Çok mu yakın sonumuz,
Varamadık mı yoksa yolun sonuna?
Hayat mı insanın esiri,
İnsan mı hayatın?
ufukta batıyordu güneş
birkaç balıkçı,peşlerinde martılar
ufukta batıyordu gözleri
ve deniz dalgalıydı
saçlarını gören
Yürüdüm...
Yollar koydular önüme
Beton,asvalt,toprak,
Parke taşı kaldırımlar koydular
Ne farkeder
Yürüdüm...
Beni de adam yerine koyuyorlardı
İşlerine gelince insanlar
Bu koca şehirde,
Bu sonsuz pislikte;
Vardım bende
Evet evet atıyordu kalbim; kuru tiktaklarla
şortumu ve plaj havlumu bulamıyorum
yaz geliyor oysa baharı atlayarak
kimbilir hangi çekmecenin
lavantalı raflarında bekliyorlar yazı
annemdir ne yapsa yeridir
oysa ben şimdi istiyorum onları
Bir umut saklı İzmir'in gecelerinde
Patlamaya hazır bir volkan gibi,
Sessiz sessiz inliyor yine.
Ay ışığı bir başka vuruyor pencereme
Birazdan bulutları örtünür gece
Şimşekler çakıyor karşı sahilde
Penceremden bakıyorum
Sokaklar bembeyaz
Bembeyaz evlerin çatıları
Aralıyorum pencereyi
Nefesim bembeyaz
Gülümsüyorum
Bu aşkta eksik olan bir şey var!
Tuzumu,biberimi?
Bir türlü alamıyorum tadını
Bazen diyorum kendimce;
Keşke sevmeseydin beni.
Keşke hiç girmeseydik
Ömür yarışımda
Gönlüm benden önde
Ben böyle kısrak
Görmedim ömrümce
Durma fırla hadi gönlüm
Bir nefeste yetiş menziline
Şiirlerinde hakiki şiiri yakalama potansiyeli gördüğüm şair Tibet Avcı'nın şiirlerini okumaya karar vermemde farklı, keyifli bir şiir dili umudum amil oldu. Bu arada kendisinden resimli şiirlerle de şiir dünyamızı renklendirmesini beklesem acaba çok mu ileri gitmiş olurum?
Başarılarının daim o ...