Gölge nedir bilirdi çocukken,
Artık bildikçe bilmez oldu,
Gecenin gölgesinde rüyayı gören kimdi?
Ya o yükseklik,
Ya o zirve,
Nurdan ay,
Işığı ile
Dilsiz yıldızları beslerdi
Dam üstüne çul sererken türküler,
Sırrt üstü uzanıp,
Seyreylerdi hiçliğinin temaşasını...
Elmas taşı yontulan,
Bir kayaymışım meğer,
Yonttular,
Deniz suyuna bandılar,
Pakladılar dışımı…
Bitti patika,
Göründü şahika.
Uçurumun kenarındasın.
Unutma,
Teslim olursan yalnızlığa
Kaybolursun...
Uykuyla uyanıklık karıştı deli.
Hayalle meyal karışalı çok olmuştu.
Bir hal uydurdu insan yakaza hali dedi.
Yaşamak gerekir şizofren ruhun sızısını 'uydurdu' demeden önce.
Her şey karıştı deli.
Deli deliye katılarak ağ’lıyordu.
Tuzak değildi.
Oldu mu şimdi, dedi deli.
Tuz, ak olmaz mı hiç?
Belki kirlenmiştir,
Tek taş olmak isterdim yüzüğüne,
Küpe oldum kulağıma,
Aynadaki hâlime,
Deli deli,
Kulakları küpeli dedi,
Yüreğim...
Hangi kelimeyi içersin meczup,
Doldur getir saki,
Sek olmasın,
İçine sen’i de kat…
Sen dediklerin içtikten sonra,
Deme ile düşürdüğün can,
Sana aşina.
Koy aşiyana .
Ey yüreğï titrek,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!