Sürüngen sözcükler dehlizinde,
karanlığı uluyor cümlesine.
Derinlere, yanılsama ve yansımanın olmadığı söz dizilimine.
Siyahî sözcüklerin özgürlüğüne, özgünlüğüne
inandığımız ölçüde anlamın asılsız gölgesine.
İnerken tilki köye,
Görmüş onu korucu atarken devriye.
Bakmış tilkinin gözleri,
Fıldır fıldır
Hele hele sözleri,
Cezbetmiş korucuyu,
Duruşumu gönyelediğim
bozuk gönyem,
Maşukadan kaçmak için,
Açtığım kırık pergelim...
Yükte hafif,pahada ağır
Yüreğinin yüklüğünde ne varsa
Sevdaya dair,
Bir tebessüm hır/sızı,
Gönül rızası ile çalmıştı yüreğindeki günceyi.
Otağında çilingir sofrası kurmuştuk,
Elimizdeki kilitleri gömmüştük
Aya'na bakamadın,
Avcun kapalıydı,
Açamadım.
ana hattına gizlenmiş dizelerin gölgesinde,
“Ve ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretimsin.” (N.H.R)
Belki de bu dizeyi sana yazdığından haberi bile yoktu şairin Ferda.
*
Sevgili Ferda,
Yüreğimde Feyza, dün Beyza ileydim.
Düştün gönlüme, geçtin karşıma.
Kim ağlattı seni semâ
Şimşekler çakar
Sel olur gözyaşın.
Âhın duyar feza.
Ser mestlik,
Ser hoşluk sonrası,
Hasrete kafa tutar,
Ser keşlik sanki...
Fikri'nin,
"Sen şimdi ateşin var mı diye de sorarsın."
*
Sokak lambasının altında,
gölgemi büyütüyor şiir.
Dize olmuş anlağımda kâfi'yesizlik.
Yıllarca bir pencerenin uzun bakışlı dizelerini okuyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!