İnsan misali,
Ah yalan dünya,
Ey ihtiyar dünya...
Nice tüten yanardağlar söndü içinde,
İnsan misali.
Ateş çemberinde akrep,
Meyhanede akrep,
Baş edilemez gücün karşında akrep,
Çeker iğnesini,
akıtır zehrini bünyesine derdi söylence…
Sonsuz,
Engin,
Ve fırtınalı paranoya denizinde,
Korsan korkunun gölgesinde,
Yalpalayıp duruyorken umutlar,
Makyajını taşıyamayan aldatış
Ayartır,
İçinde bilmediği şeyi arayan insanı.
Bir fiske ile
Albenisi dökülen aldanış,
Hurafeler büyüten çaresizlik,
Derin bir seziş ile
Kilitlenmiş,
Kaderini tıkışıtırdığı küçük çekmecede,
Kirlenmiş,
Naftalin kokulu
Hangi sebeptendir ki ey dünya,
Yaşlandığında,
Kırılganlığınla vurdun,
Mazlumun ahını arş-ı âlâda?
Senin de mi hasretin depreşti,
İblisinden kaçarken,
Ander sevdaluk
Kıyıya vurmuş,
İskelenin büyülü zemin taşında,
Ayrılmıştı, ruh bedeninden...
İki çocuk,
Geleceklerini tamir ediyordu
İlk sözcükleri öğreniyorlardı
Anne dedi biri
Diğeri bu sözcük bana yabancı dedi.
Gücün arttıkça sadece deli tozu değil, zincirlik deliler de yapışır sana.
Ağırdır bazı duygular.
Bana bir akıllı denk gelmez diyen, delisiz yapamayacağını bilecek kadar akıllıdır.
Sen gücünde kal.
Yoksa yapışan tozlardan aldığın yaşam enerjisiyle güçlenmeye gör.
Farklı bir enerji hissetmek, bir sığınak misali olsa da, sığınak her zaman eğreti.
Şuh dizelerini transparan giydirmiş şair,
Aşk diye salmış çarşı, pazara.
Ağzı kulaklarında,
Arzu'nun...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!