Hâlâ,
İlk çağda,
İlk çağında,
Fıtrat üzre Hale...
Gün ve kaderi coğrafyasında,
Çelik kurşuna sevdalıydı,
kurşun ateşe,
ateş suya…
*
Çelik kurşunun ölümüne hükmetti.
İki gözüm,
Can özüm,
Geniş zamanlı sevdiceğim,
Alıp başımı gideceğim..
Öyle mi,
-İki kapılı bir han'a nazire-
Hana,
Peydahlanır sancısı çekilmiş ağlayış.
Handa, handan umutlar
Hancı ömür.
Fındık kabuğuna sığar,
Han kapısından sığmaz dediler,
Bilmece sandı…
Oysa
Fındıktı aklı,
-Savaş kaçınılmaz, barış türkülerinde bile.-
Harici ilan edilmemiş aşkı ile,
Dâhili ilan ettiği savaşında bencillik…
Dışında değil ki düşman,
Hasıraltı edlmiş
Kof ceviz,
Dün kırılmıştı.
Korktu,
Çok korktu.
Çektim hüzünbâz,
Güne gebe gecenin perdesini
Uyudum.
O denli uyudum ki,
ataletim henüz üzerimde.
Düşe mi yattım, belirsiz
Geçmişi deşe deşe ulaştım ben sana,
Bıraktığım yerdeydin,
Bıraktığın haldeydim...
Anıları dört nala dehledim başımdan,
Şimdi ne haldeyim,
Nerelerdesin?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!