El kızı, el oğlu
Kesişen doğrularda bir oldu.
Sonra gitti her biri
Kendi yoluna doğru.
Bir gün giderken Susaya
Saplandı tekerleği Çamura
Almadım elime kamçıyı
Çünkü Arabam çamura battı.
Şimşekler çakarken atının nallarında
Bir telaş vardı baş eğmez hallarında.
Baktı uzak ufuklardaki sağlam burçlara doğru
El salladı hüzünle, yolu şimale doğru.
Tutamadım seni
Zaten layık değilim ki
Bu perişan halimle
İftar sofralarını
Neye işgal edeyim ki.
Yine göz alıyordun sarılarınla
Düşerken yapraklar bu sonbaharda
Gördü de vuruldu güzelliğine
Saffet Usta içinin kurduyla.
Sana karşı çok mahcup
Ve boynu büküküm anne.
Ekmeğimden
Bir lokma düşmedi kısmetine.
Kuru laflarımdan başka
Benden sana ne kaldı,
Aşk kelebekler gibi uçuşurken
Sessizce
Vurgunduk ikimiz ona
Gizlice
Kondu ruhumuz onla
Çiçekten çiçeğe
Batmanın dağlarına
Kar yağmış ağlarına
Bahtı siyahım düşmüş
Akmayan çaylarına.
Evet Bayram Ali ne yapıyorsun
Dört duvar arasına kapanmış
Kendi hayal aleminde kendi dünyanda
Güle güle yaşa o sırça sarayında
Elimde kalemim utanıyorum
Başım önde hep yere bakıyorum
Çal da taşa gitsin diyorum
Bu işe yaramaz zamazingonun.
*
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!