Alinin kuyusunda veli saklanır
Her taşın altında deli saklanır
Herkes gülüp geçiyor, inanmaz sarman bana
Hiç ders verdin mi sen insanın kabağına.
Kayalardan kayalara atladı kaplan
Başını vura vura çağladı kaplan
Pişman oldu da en sonunda
Oturdu bir taşa ağladı kaplan.
Yalçın dağların zirvelerinde
Büyüleyen muhteşem güzelliğinle
Sen kimsenin değil
Dağların çiçeğisin
Bir gün Balkan sabahlarında
Ruhumda şaha kalktı dörtnala
Al pelerinli o süvar
Geçti şimşek hızıyla meçhul diyarlara
Güzel sabahlar sana
sardunyalı pencerenden
Bakarken Despina.
Unutma bizi emi
İmbata ver gözyaşlarını
Gönder
Bir gün uzaklardan eserken ruhuma
Baharın ılık yeli
Bulutlar toplandı sonsuz ufuklarıma
Damla damla inerken kara toprak üstüne
Çiğdemler açardı güler gibi yüzünde
Koşarken zirvelerin en muhteşemine
Geçmiş günlerde, bir ikindi vakti
Açtı ellerini duaları semavi
Kalpten şükretti Rabbine
Peynir ekmeğiyle Hamdi.
Yeşil diyemem sana Zümrütsün
Ömrü harabımın tek gülüsün
Bırak kalbim ardınca sürünsün
Yazıyorken kalemim güzelliğini
Etrafına inci mercan dökülsün.
Muhteşem ufkun kızıllığında
Batıyor akşam günesi
Elvan elvan bayram ediyor renkler
Coşuyor akşam güneşi.
Sabahın erken saatinde Çomar çıktı karşıma
Dikti gözlerini pür dikkat baktı bana
Boştu ellerim eğdim başımı öne
Müdavimi olmasamda dönerin şişin
Küfür et çomar bana, şakası yok bu işin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!