DAĞLARIN ŞEHRİ BAŞKALE
Hiç bir adreste
ikamet etmedi benliğim
Aklım hep çocukluğumun
Şehrinde kaldı
I
Bir akşam üstü yelken açtım,
Dingin sularına yalnızlığın.
Uçuşur rüzgarda,
Buğday başağı saçların.
Çeker beni bir girdap gibi,
Duyuyorsan kuşların ötüşünü,
Hissediyorsan yağmurun sesini,
Baharın gelmesiyle kök salıyorsa,
Yüreğinde tazecik bir fidan,
Demek ki hala yaşıyorsun…
Ömür Yola düşmüş giderken
Sessizce ardına bakmadan,
Gölgen gibiydim itirazsız ve sessiz
Peşinden sürüklenen
Bir kuşluk vakti yıldız gibi
Kayıp giderken hayatımdan
Edep perdesinin kalktığı
mahfillerde,
İmtihanı başlar,
Yusuf yüzlü gençlerin.
Silkeledim üzerime yapışan bakışlarını,
Doğum sancısı çeken,
Zembereği mi bozuldu,
neden suskun çalar saatler?
Uyuya mı kaldı,
Neden ötmüyor horozlar?
Matemini tuttuğum
dallarda ölü kuşlar.
Duyabilir misin Kudüs şiirinde
Bir ananın feryadını
Islaklığını hissedebilir misin
Bir Ağıtta damlayan kanın
Bakabilir misin
Bir ananın gözünden
Dünya gibiydin işte!
Bir tarafın aydınlık,
Bir tarafın kapkaranlık,
Ve dönüyordun durmadan...
Toprak bir ev, duvarında üzerlik,
Avcı kafesinde ötmede keklik.
Can çekişen sarı mum ışığında,
Ahzar bir kadın, üzerinde gecelik.
Cesaret mi bu seçemedim, yoksa delilik,
Ağlayamam da serde var erkeklik,
Bu gün Edremite sözleşmiştim
Dalgalarla buluşacak
Martılarla muhabbet edecek
Deniz kabuğu toplayacak
Suyun üstünde taş sektirecektim
Yusufcukların uçuşlarını izleyecek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!