Diyelim ki
Saklanmış yıldızlar
Ardına göğün
Diyelim ki
Dökülmüş kadehlere Şarabın
Nefs sokakta dolaşan bir köpek
Umut bir serçe kuşu kadar ürkek
Uyanıyorum her sabah
Dünyanın insan öğüten
Çarkına tükürerek...
Hep aklıma geliyorsun çatkapı
Haberli habersiz rüyalarıma giriyorsun
Aklıma gelme, rüyalarıma girme ne olursun
Kendin gel Kanlı Canlı
Hem Nezaket denen bir şey var
Etrafındaki kalabalık ciğerci dükkanının önündeki kedilerin kalabalığı gibidir. Aldanma!
Ciğer bitince kalabalık da dağılır...
Atilla İlhan’a rakip “çöp çocuk”
Ve Cin Ali insanlar,
Burunları Kaf Dağı,
Anlatamam,
Üniformaya sığınan korkağı,
Gök ekini biçemez
Gül bahçesi gamzelerini
Yumak yumak Ellerini gördüm
Sonra cennet yüreğini
ve anladım ki çocuk
cennetin gülüşünde
Saklı olduğunu
Bu sabah
bir bahar cıvıltısı var içimde
Kuşlar kelebekler arılar
uçuşup duruyor
Bugün çocukluğumun
Kokusu var havada
Bugün yine sessizce dolaştım
Çocukluğumun sokaklarını
Yüzümü aradım yorgun insanların yüzünde
Demirci Yusuf'un dükkanından yükselen balyoz sesleri
Önümde kaçak çay
DAĞLARIN ŞEHRİ BAŞKALE
Hiç bir adreste
ikamet etmedi benliğim
Aklım hep çocukluğumun
Şehrinde kaldı
I
Bir akşam üstü yelken açtım,
Dingin sularına yalnızlığın.
Uçuşur rüzgarda,
Buğday başağı saçların.
Çeker beni bir girdap gibi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!