sarı renge yeltenen başakları güneşten bildik
buna tamam..
okullar vardı tuttuk boyunca ilerledik
buna da tamam.
ama ile başlayan cümleler kurduk,
kurgularımız bahaneler dolusu
o ilk huzur damlası gelip
karanlığın kasıklarından yansıdığında
su ve ateş
rüzgar ve toprak
kımıltı ve ürperiş
iç küresine doğru aktığında
Hayatım, ellerinde ilmek ilmek oyaydı.
Bir seninki safi renk gerisi hep boyaydı.
Vasıtasız kalbime girenler hep yayaydı.
Alıp Rabb'im şu ömrüm seninkine koyaydı.
Karanlığa dokunup gölgeye soyun şimdi
Takvimlerden hesap sor ve de zamana diren
Suretleri yok sayıp aynaları kır haydi
Ya bu ana gir durul ya da tarihle kirlen
Çözülmez düğümlerle bağlarken seni gece
V..
bütün hayatım boyunca
sadece üç kez kustum banknotlara
ilki hüzzam bir şarkının gergin esindeydi
Baha Öztop'a
sabahım sarhoşum köşeden geçme
ki yazım güzeldir sağdan sap da gel
Boğazımdan göğsüme
Bir harfin kayganlığıyla
İnen tedirginlik
Yalandır gırtlağımda
Bir nefesin yeşillendiği
Meşhur mavilere
müzmin muhalif dost Ünal Akbulut için..
itirazı öz saydık hayatın demlerine
yar zülfünü köz saydık gözlerin nemlerine
Hiç deniz görmedim
Ömrüm,
Kara kalelerin burçlarında
Düşmanlar beklemekle geçti
Mızrağımı sivriltmekten
Nakışlar dökemedim
**
Bulut penceresinden bizi gözleyen
Bir kuş mu bir melek mi bir ehram mıdır
Yüzümüze çarpan bu sesli hüzün
Bize tanıdık mıdır yok yaban mıdır
Şükrü Özmen şiirinin çıktığı yolda nerelere uğrayabileceğinin güzel bir örneği.
Şiiri sadece yazıp kenara çekilmiyor, onu dünyasının merkezine oturttuğunu da ilan ediyor aynı zamanda;
'evet biz bazen şiirler yazar bazen ağlarız
ki bizi insan tutan
bizi bizde
bizi aşkta ...
ALLAHINA gurban ağzına sağlık bu ne bir düşünce fırtınası. Ağzından bal akıyor. Mest ettin beni...
Başarılarının devamı dileğiyle...