ölecek..
..
şimdi biraz susmalıyız
iyice terledik çünkü
hüzünle ve geceyle
sevişirken
şimdi
biraz dinlenmeliyiz
dehşeti gör
ve
yeryüzünü siyaha boyayan şehveti
kasıklarında karanlık patlamalar
kozmik bağırtılar
(adınla başlıyorum..
elif lâm he)
gözlerimin karmaşaya alışması gerekli
kırıntıdan paçavradan arınmalı kalbim
sen olan bütünlüğüm parçalanmadan
bir akranım yok yeryüzülülerden
yalnız birazcık buhar
üç çilek gözeneği ve şeker
biraz anne
biraz yar hasreti
çokca ölmek davası
Kısa kesif karanlık bir yolda yürüyorum
Üstümde kokusu var kovulduğum cennetin
Yol boyunca ölümler zulümler görüyorum
Biliyorum sonu var bu geçici cinnetin
Biraz hayat ağrısı ve biraz zaman koru
(ا ب ت ث ج ح خ د ذ ر ز س ش ص ض ;)
ELİF.. ا
kısmen var olan bir dünyalıya
hayatın ve zamanın kapılarından girsin diye verilmiş
şimdi biraz susmak zamanı senin için
benim için şimdi biraz ağlamak
geceden üstüme sindirdiğin her sihir
yerin yedi kat altında
ağlayan bir ormana dönüştürüyor
aklımın yeşilini
Yüzümü tuza yaslıyorum
Denizin şifa veren tadına
En iksirsiz duamla yakarıyorum
Sesimi bulut siyahlığına gark eden
Uzun ve yılgın dinlencelerime
beni bir şiirle öldür
ey sesimi yarasına bastıran irkiliş
aşkın iniltisi
kulaklarıma dolsa ne çıkar
Şükrü Özmen şiirinin çıktığı yolda nerelere uğrayabileceğinin güzel bir örneği.
Şiiri sadece yazıp kenara çekilmiyor, onu dünyasının merkezine oturttuğunu da ilan ediyor aynı zamanda;
'evet biz bazen şiirler yazar bazen ağlarız
ki bizi insan tutan
bizi bizde
bizi aşkta ...
ALLAHINA gurban ağzına sağlık bu ne bir düşünce fırtınası. Ağzından bal akıyor. Mest ettin beni...
Başarılarının devamı dileğiyle...