Özledim güneş gibi o sırma saçlarını
Halet-i ruhiyeme ilaç olsun gözlerin
Efsunlu kelamınla dağıtsın efkarımı
Ciğerparem, yüreğimi okşayan sözlerin
Ramım gönlünün ışık saçan ferine
Kapıldım aşkının kutlu seferine
Dağlasa benliğimi kurşun gözlerin
Korkmadan girerim sevda iklimine
Rehaya yelken açıp süzülecektik sonsuza
Kara bir bulut gibi hasret çöktü uykumuza
Bulamadık bir daha huzura giden yolları
Ne zaman getirecek nazlı yar bize baharı
Elli yıldır Ruhisiz kaldı bu yalan dünya
Amma yine yaşıyor o mücella ruh ile
Bin deniz birleşse de etmez senden bir damla
Her Ülkücü yürür ardından aynı ruh ile
Albayrağa saramadık binlerle şühedayı
Aldı onları bizden en acımasızca bir kış
Kan ve barut kokusu kaplamasa da semayı
Beş bin yıllık tarihte bir destandır Sarıkamış
Şehr-i Bursa ki, ulularca dualanmış
Gölgesinde serinler ne yüce bir dağın
Yemyeşil örtülerle sarıp sarmalanmış
Bembeyaz payitahtıdır altın bir çağın
Sensiz günlerin seherinde somsoluk
Çığrışır göklere ürkek güvercinler
Hasret gönlümden akıyor oluk oluk
Dindir yangını, açsın bağrımda güller
Gonca gülüm bahara mı dargınsın
Bu susuşun sitem midir mevsime
Şu garip gönlümde deli yangınsın
Kahreyleme, ses ver artık sesime
Coşkun volkanlar gibi taşıyor duygularım
Bir yanım haykırıyor, susuyor öbür yanım
Doğmuyor ufuklarda seni andıran güneş
Gel gönlüme nevbahar ol, sönmesin bu ateş
Gönül nağme dokur nakışı nardır
Namlı yiğitleri yıkan nazlı yardır
Gel nazlım ol, sereserpe vur beni
Ömrümün sahibi ol tut ellerimi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!