Ay çehresi bulmuş hakikati bir gül cemal ile
Anlamı yazılmış halesine kudreti zül celal ile
İnikas-ı ziyası tarumar olur zeval ile
Yekta akisini vermez afitab adı ile
Afitaba caizdir ilan-ı aşk etmek maha
Aşk-ı memnudur afitabın sevdası aya
Ayrılık türküsü hazin bir hüsrandır
Dinledikçe yüreğe ince bir isyandır
Alıp götürür insanı, yakıtı nisyandır
Ayrılık türküsü en aciz bir insandır
Fenalığı düşündürür, ayrılık türküsü
Ay yüzünü gördüm bugün yine
Gönlüm titredi sen sen diye
Izdırabın kaldı bir tek geriye
Sevdan yağmur şehrinde kime hediye
Bade olsan içer miyim bilinmez
Zehre razıyım susuzluğunda
Vuslat olsan iklimine girilmez
Hasretine meftunum varlığında
Beyhudedir bu şehir tüketilen nefesle
Soğuk kaldırımları muadildir kafesle
Bölünür uykuları zebanice bir sesle
Serzenişler karşılık bulur mu Ankara
Senin bahtın tamunun gölgesinden de kara
Hüznünü sırtlanıp düştüğüm yolda
Gönlümü dolduran ateşsin, bilesin
Sensizlik ikliminde revan olup da
Hasrete sarıldığım sensin, bilesin
Ne efsunlu bir hâlettir ölüm dedikleri
Onun ile gelir tevhide insan-ı beşer
Kulak verilse ona mühim söyledikleri
Mütereddit yüreklere olur küçük mahşer
Ölüm indirseydi kaşlarının altından gözlerin
Ölüme razıydım keşke gözlerini görmeseydim
Ne hazin bestedir kulağımda çınlayan
Acılar içinde kalmışım nalân
Şimdi benliğimde katlanarak çağlayan
Istırap nehridir pervasızca akan
Neredesin ey gönül yangınım
Senden ötürü dünyaya dargınım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!