İçimdeki gurbetsin kar çiçeğim
Su diliyle seviyorum seni
Yazı yazılmaz bilirimde elden ne gelir
Su diliyledir şu sana olan sevdam
Gel gör hayat bize neyi anlatır
Yüzyıl tutsak kalmış gibiyim sanki
Bu özgürlüğe susamışlığım nedendir
Bir sürgünlük var sol yanım da
Patikaları geçe geçe hasrete uzanış
Öyle bir boşluktayım ki keko
Her şeye boş vermişim inan
Kılık kıyafetime yiyeceğime hiç bakmıyorum
Sakalları mı bir vakit kesmiş olsam da
Saçlarıma daha kıyamamışım
Eğer sakallarımı da kesmeseydim
Hayat gibisi yok derler
Ölünce oku bu kitabı
İnsan cahil insan aciz
Göz kör olunca hani
Görülmeyen suçlu olur
Ben kuyuya düştüm diye sen züleyhasın
yusuf olmasam da ben
evet belki de benimde kuyudan çıkmam için
yusuf olmam gerekiyordur
Kim bilir
Seni sevmek güç değil ki gülünç olsun
Evet tüm ihtişamıyla mesafeler zaman var
Lakin bunların hükmü sevmek kadar değil
Bir perşembe günü yine bugün
Uzaklar bir yakın geldi bana
Seni seviyorum
Ve beni af et sevgilim
Bana ihtiyacın olduğunda
Yanında olamadığım için
Sen benim ilk savaşım
İlk ve en büyük zaferimdin
Bu akşam ne var hancı
yanmak var usta
tutuşmak var yine
bana biraz olsun
değişik bir şeyler söyle be hancı
şiir var usta
Hicran gözyaşına saklanır
Akmak bir şey değil de
Derya diye kıvranır inci mercan
Kırk dereyi şahit tutar akıntı
Akan damla yaş elvan elvan
İçerde sızı yamalı gönül
Yalnız bir adam vardı
Biraz asabi Kirli sakallı
Garip bir hali vardı
Bu adamın
Gizemli bir yanı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!