Şimdi ben dört duvar arasında hasret biriktiriyorum
zindanlar ince ince okur yüreğimi sabır vaktinde
aşılmaz yollar düz oldu mahşer uslandı özleminle
yokluğun penceresinden bakıyorum varlık deryasına
Dört yanım karanlık hücrelerim hasret kokuyor
Sarılma bana öyle sevdiğim
bu dakikaların eceli var
bakma bana öyle sevdiğim
bu gözlerin nazarı var
gel bana öyle hiç korkmadan
bu gönlün sana sevdası var
Ayrılıktan söz etme sevdiğim
Ayrılık ateşi acı bir azaptır
Bu azaba vurma yüreklerimizi
Biz aşk ateşinden
Daha güzel bir yangın
Bulamayız kendimize inan
Sözün özünde aşk vardır
Gönlün özünde aşk
Yanmanın ne anlamı var
Hakkıyla sevmedikçe
Yanarak düğümle
Yaşa aşkı sevdayı
Eylül bana aşkı hatırlatır
Her ne kadar yaprak dökümü yaşansa da
Bahar ise beni yaşatır
Aşk gibi ve tümüyle aşk ile
Bilemiyorum artık sevebilir miyim
Bedenim çok yorgun düşmüş
Karanlığın yıkık virane duvarı gibiyim
İsyanda yazılmaz hasrette artık bana
Bilemiyorum artık yaşayabilir miyim
Uzakları oynuyor her şey sanki
Şimdi hangi cehennem yeter
hangi cennet sana benzer
alev halinde kuşatılmışım
ben yanan sen yakansın
Dudaklarımdan düşmeyen yarsın
Hadi bir düş kur
beni bu ölmelerden al
ben hala asi
ben hala bir çocuk
ben hala bir düş yangını
Ben öfkeli bir adamım
Öfkem artık bana yüktür
Çünkü eriyip gidiyorum
Ben öyle bir zerreyim ki
Cehenneme akarım inadına
İyimser bir gül olsam da
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!