Ölüm gel bul beni
Gel bir aşk vakti şehadet ile
Gel yaşamak adına düş ile
Gel vedalaşmadan aşk ile
Gel sadakat ile sar beni
Bir beşikte kaç hayat uyur ki heval
Bir mezara kaç ölüm sığar
Kırık kalemler artık kurşun gibi biliyor musun
Herkes de bir özlem var
Hey arkadaş sana sesleniyorum
duyuyormusun beni he söyle
duyabilirmisin beni arkadaş
olabilirmisin bana gönüldaş
bilirmisin ince bir pusudayım
dönülmez gayrı çıkılan bu yoldan
sen yanmayasın benim gibi sevdiğim
yalnızlık benim acılar benim
sen ağlama kefenimi yırtar hasretin
ben şafak beklerim vuslat adına
kırılmadım sana yüreğim kan ağlarken bile
kızıl kanı şerbet niyetine içerim sanma ki senden vazgeçerim
sen davet et yeter ki gönül mabedinden aşk dergahına
benliğimi asar da gelirim gül goncasındaki tomurcuk misali
son nefesimi sende veririm al beni sevdam al ki sende dirileyim
sahra çölünden geçerken gönlüm aşkla sustu
Tutuşmak gerekir yanarken sevgiliye
Öyle bir tutku ateşi bile dize getirmeli
Yiğidin gönlünde hasret kor alevine döner
Lakin kül görünmez yara bilinmez hep içerde
Yarınlar bekler bizi biz umut ederiz aşk ile
Sürgün olmuşuz meçhul yarınlarda
Yargısız infaz edilmişiz anılarda
Matem tutmaz ömür vefasızca
Ufuklarda hayat akıyor usulca
Damla damla eksilmeden birikmeli
dinmez bilirim bu kalp ağrısı
bir ilmek geçirilmiş boynuma
dalımdan koptum umarsızca
olmamalıydı bugünlerimiz böyle
yaşamaktı bu kirlenmeden
İnan ölmeyi isterdim
Yoklugun delmesin diye yüregimi
Ölmeyi isterdim gözyaşı akıtmadan
Yagacak olan yagmuru incitmeden
Sır ile dügümlenip sır olarak ölmek
İnan sevgili aşılmaz engel yoktur
istesin insanoğlu hep yol çoktur
akar sevda yatağına su gibi aktır
gönül kafesinde aşk doğmaktadır
Zor olan bilinmese de hep faydadır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!