soğuk sözlerinle üşüdüm
bakışların buz kesince
bir çıra gibi söndüm
ayaklarımı hissetmeyince
yürüsem çöllerde
gündüzlerde gecelerde
Küçülen gözlerin ardında saklıdır masmavi deniz
gülümseyince anlayamazsınız siz
farelerin bıyıkları bulandı süte
halaya durdular kadife sese
kediler tıkandı kafese
içindekinin ben olduğumu bir bilse
Rulette kırmızıya oynadım
mavi ışıklar altında
sigarayı küllükte unutunca
çark döndü de döndü
bir asır mı sürer durması
bu mudur insanın yazgısı
dilsiz değilim, suskunum
kendime küs, çöllere dönüktür yönüm
bedenim ağır, bir odur yüküm
çöktüm
kumlar doluştu gözüme
parmaklarım kördüğüm
Derileri kurumuş
Temmuz sıcağında
Kasım'ın hüznü
sararmış yaprakları
şuursuz ânıdır yaşanmış baharları
sessizlik geceye kalsın
çığlıkların ürkekliği
benim bu cesaretim
derin kuyularda saat mi tamir etmeli
bu çöllerin kumu yanaklarımda birikti
kulaklarım sağır
ellerim nasırlı
Rica etsem kapıyı örter misin?
karanlığı sever soğukta titrerim
seni anılarınla diriltirim
güldürür sevindiririm
seni... seni...
kuzeyin mavi ışıklarına yansıtırım
gergin halattaki cambaz
bozuk akortlu saz
kabuslarımın kurak sebebi
siyah zeytinlerin mürekkebi
kibrit kutusunda kalan son çöp
yere düşen ekmeği al da öp
Gerçekten uyandım mı
ne zamandan beri uykulardayım
elbiselerim çürümüş
nasıl da acıkmışım
sanki ilerlemiş de ilerlemiş yaşım
bembeyaz olmuş kara kaşım
görkemli havalara kapılmışım
dizlerimdeki sızı geceden kalma
yorgunluğun tarifi gözlerimde saklı
dut ağacının altına çocuklar işiyor
deliler hep aynı, adları farklı
bir derede kaplumbağa devrilmiş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!