Uykusuzum
bir asrı buldu sanırım
gözlerim kapalı
ha uyudum derken
sakalım kaşınır
bir asır daha sürer tekrarı
Kelimelerde yürüyen cambazdır o
dışarıdan açılır içine bir kapı
güldüğüne bakmayın
başucuna mum bırakmayın
ölü değildir o
sahnelediği tiyatro
nihayet söktü şafak
gözleri ufak mı ufak
gecenin kel kadını
devirince bardağı
kaybettik mutfağı
koşuştu hamamböceği
ne kar kıkırtısı
ne de yaprak hışırtısı anılarını karartır
bir damla gibisin
güneşi aksettiren
hislerimi tazeleyen
gözlerimde katmerleşen sancıların en onulmazı
kulağının dibine yapıştım
benim adım kene
yapıştım mı birine
kanını emmeden bırakmam
iyilerimi de gördün yaldızlı kötülerimi de
yaz sıcağı
kertenkele fırındaki taşta
dilini çıkarıp bakıyor
tutkunun ölümle evliliği
dere kenarında çakıl taşları
Tanrı'nın yüzyıllardır suskunluğu
İpeksi kelimeleri sardım kese kağıdına
Okuyunca varacaksın tadına
Gelinin avucundaki kına
Adağın boynundaki kana
Birazı bana gerisi sana
Cinler uğramasın yoluna
Mahşerî bir duman gözlerimde akıyor
kibritçi kız son çöplerini yakıyor
dolunay mavisi ruh gibi bakıyor
dallarda baykuş delisi...
sorgusuz başlasam ipeksi kelimelere
Kapının eşiğinden sızan ışık
karanlık odayı aydınlatıyor
pencereyi açsam nefes alacağım
kapıyı açarsam farelerle buluşacağım
can çekişenler ölü sayılmaz
yatak cehennem çukuru




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!