ne kar kıkırtısı
ne de yaprak hışırtısı anılarını karartır
bir damla gibisin
güneşi aksettiren
hislerimi tazeleyen
gözlerimde katmerleşen sancıların en onulmazı
kulağının dibine yapıştım
benim adım kene
yapıştım mı birine
kanını emmeden bırakmam
iyilerimi de gördün yaldızlı kötülerimi de
yaz sıcağı
kertenkele fırındaki taşta
dilini çıkarıp bakıyor
tutkunun ölümle evliliği
dere kenarında çakıl taşları
Tanrı'nın yüzyıllardır suskunluğu
İpeksi kelimeleri sardım kese kağıdına
Okuyunca varacaksın tadına
Gelinin avucundaki kına
Adağın boynundaki kana
Birazı bana gerisi sana
Cinler uğramasın yoluna
Mahşerî bir duman gözlerimde akıyor
kibritçi kız son çöplerini yakıyor
dolunay mavisi ruh gibi bakıyor
dallarda baykuş delisi...
sorgusuz başlasam ipeksi kelimelere
Tavandan dökülür kireç,
Zerreleri andırır kardan taneleri
Dişlerim dağıldı yere
Kulağımın dibinde nice sivrisinek
Kaşınırken boğazımın dibi
Soğuk bir kayada doğmuşum
annemin hastalıkları böylece başlamış
çocuklar doğarken mi lanetlenir
lanetli mi doğar
Allah'ım
bahar mevsimi sona erdi
Nefretim öksüz kaldı
hamam böcekleri sarınca tavayı
kirli musluğun damıtması
ve gece boyu cinlerin pencereme abanması
çöp konteynırı tütüyor
baykuşlar dallarda ötüyor
Kıyametin ayak sesleri...
duyuyor musun?
bir an önce buralardan gitmeli...
gitmeli gitmeli...
ölümün kıskacı
varlığın sonu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!