Delirmenin adı sana benzememem
rüyalarım çocukluğa takılan korku
bizim orda zurna üflenir
evet deliyim galiba
sana bir şey değil
her şeyi anlatırım
İnsan dediğin anlılarının döngüsüdür
bir gaz lambasının fitili biter
dedeler pencereleri kırar
annelerin elbisesi yırtılır
ayakkabının tabanı delinir
hey gidi buğday torbaları
Bütün şehirler birbirine benzer
birazı temiz gerisi kirli
yenisi var eskisi
gece oldu mu deliklere dolunur
lambalar açılıp kapanır
yıldızı da yataydır şehirlerin...
Ölü değilim
Sanırım yaşıyorum
Buzlukta donuyorum
Çamaşır makinasında deviniyorum
Saatin akrebi boynumda geziniyor
İlginçtir hastalar için gece
Dalından düşemeyen yaprak
damarlarında küf taşır
dişlerinde bit taşıyan tarak
çelimsiz kızın kafasını kaşır
geçmişten anı taşırım sana
yanı başımda biraz daha kalsana
Geceye ahdimdir
gündüzleri sevmediğim
yarasalar kuşlarım
dolunay ışığım olsun
muhabbetim cinlere
muhayyilem çıldırmak üzere
gariptir geceler
kadehte köpürür çileler
gözünü kaplar pireler
uyudum derim
kaşınır derim
öylece eskirim
İki yakamda ruhumun elleri
masmavi gökyüzü ansızın katrana büründüğünde
göbeğimle asılıyıyım kuyunun en derininde
eşsiz tabloları berbat eden çizgiyim
caddelerde ters yürürken
otomobillerin farları gözünü alsa da
Gördüğün bu dünya kuğular için yaratılmıştır
onlar süzülsün diye güzelim kanatlarıyla
onlara bakar iç geçirirsin ahhh diye
topuklarının ezdiği böcekler çirkindir
var olmasalar da olurdu ya
gözlerin hıyaneti güzellik vebasıdır
Dâbbetü'l-arz çıktı
ve
alnıma yansıttı bütün kusurları
bardağım ne dolu ne de yarı
benim miydi var olma kararı
toprak sarı mı sarı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!