Tanrım
Seni arayıp durdum
İbrahim'in yıldızlarında
Yûnus'un Hût'unda
bir inziva ki yüzyıllarda
Eflâtûn'un mağarasında
İpeksi kelimeleri sardım kese kağıdına
Okuyunca varacaksın tadına
Gelinin avucundaki kına
Adağın boynundaki kana
Birazı bana gerisi sana
Cinler uğramasın yoluna
Kemanın arşesi damarlarımda gezinir
genç yaşımda bastona dayanınca
komşunun bebeği ağlıyor
içimde bebekler ölünce
kavak yaprakları
çocukluk rüyaları
Uyanınca aynaya bakadurdum
yansıda ben arkamda bir başka ben
korkumun fısıldamasıdır rüzgar
nefretimle ikizlerim çoğaldı durdu
İsmailovsky Köprüsü'nde
sana söyleyemedim ey ben
Göz kapaklarım kum tepecikleri
damladı göz yaşlarımın tanecikleri
kader defterim masamda
tırnaklarımla karalarım
yırtık sayfaları
bedenimin kafesinde
Hastaneye ölü yetiştirir araba
Azrail pençesi mi o acaba
kahin ve kehanet
sırrın altûnî ışıltısı
geceye cinnet
cinlere emanet
Üşüdün mu?
Ondan mı buruştu ellerin
Gülüyorsun dudağından dökülürken acı
Bu müdür hayatın kıskacı
Kibritlerin mi tükendi
Şişmiş ayakların
Karanlığı sevenler suçludur
yok oluş girdabında devinirler
kokuya doğru yürür
ışıktan kaçarlar
cırcır böcekleri koro halinde
mevsimlerden yazın
beyaz gelinlik kana bulanmış
omuzlar üryan göz kapakları mor
elinde keskin bıçak
gecenin yıldızsız tavanında
uğultu duyuldu duyulacak
anna bell telefon çalacak
kadehin kızıl şarabı köpürdükçe köpürürsün
kanlı bir toprağı andırırsın
birazı altın gerisi yakut ve inci
hüznün tadı hayatın ufak bir sevinci
güzel kadının saçları sarmalıyor kollarımı
sarmaşık desem değil
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!