Şömine ateşinde buruştu kitaplar
Karanlık odanın duvarında adamların izi
Horozların ezanı müezzinden öncedir
Dirilen öküzlerin sona eren gevişi
Bereketli gözyaşları avuçları doldurur
Bir böcek duvarı zoraki tırmanır
Tanrım
Seni arayıp durdum
İbrahim'in yıldızlarında
Yûnus'un Hût'unda
bir inziva ki yüzyıllarda
Eflâtûn'un mağarasında
İki kadın bir erkek
ney üflüyor
ney üfleyenlerin boynu eğik
gözleri kenara bakar
adam var ya
birine aşık
İpeksi kelimeleri sardım kese kağıdına
Okuyunca varacaksın tadına
Gelinin avucundaki kına
Adağın boynundaki kana
Birazı bana gerisi sana
Cinler uğramasın yoluna
Kemanın arşesi damarlarımda gezinir
genç yaşımda bastona dayanınca
komşunun bebeği ağlıyor
içimde bebekler ölünce
kavak yaprakları
çocukluk rüyaları
Uyanınca aynaya bakadurdum
yansıda ben arkamda bir başka ben
korkumun fısıldamasıdır rüzgar
nefretimle ikizlerim çoğaldı durdu
İsmailovsky Köprüsü'nde
sana söyleyemedim ey ben
Göz kapaklarım kum tepecikleri
damladı göz yaşlarımın tanecikleri
kader defterim masamda
tırnaklarımla karalarım
yırtık sayfaları
bedenimin kafesinde
Hastaneye ölü yetiştirir araba
Azrail pençesi mi o acaba
kahin ve kehanet
sırrın altûnî ışıltısı
geceye cinnet
cinlere emanet
Varlığımı söksem benliğimden
geriye bir ben daha mı kalacak
o kadar da var olunmamalı
eşek yükü ağırlığında
yokluğa doğru yol aldıkça
yüküm artıyor
Üşüdün mu?
Ondan mı buruştu ellerin
Gülüyorsun dudağından dökülürken acı
Bu müdür hayatın kıskacı
Kibritlerin mi tükendi
Şişmiş ayakların
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!