Kalabalığın içinde gözlerimi yere diktim öyle yürüyordum.
Karşıdan gelen dostumu göremedim, sitem eder gibi laf vurdu.
"Ne o, toprak mı çekiyor seni? "
"Nefsi müdâfâ" dedim yürüdüm.
Özlemin varsa âvâredir etrafında tavaf duran zaman.
Nâsip dersin gelene geçene, mânidar ama mânâ dolu nâsip...
Alışmışsındır çünkü derinden âh dolu iç çekmelere...
Nâif duruşuyla nazlı bir çiçek gibi zamanda salınıyordu kadın.
Bakar körler, görmez gözler arasında küs küs yürüdü geceye.
Hissiyâtın sükut olduğunu, mânânın onunla dem bulduğunu ve huzuru davet edenin de o olduğunu çok bağırdıktan sonra anlayacak insân...
Ân'sızındı, ân dondu seninle.
Sızı şimdi benimle ve derinde.
imkansızdı,
Yumdum gözlerimi aşk'a.
Usul usul yüreğime imkan'sızdı...
Sözler zamanla yenilir, yutulur, unutulur;
Benim gözlerimden başka ispatım yok Aşka...
Şimdi karınca yuvasında, toprakta uyuyan papatyanın tohumuyla hasbihâlde.
Ama hasbihâlde, aşk böyle büyüyor, bahara sarar papatyalar her yanı.
Anlatabiliyor muyum?
Özlem dolu yüreklerin saplanıp kaldığı yerdir gökyüzü.
Yürek gibi, umut gibi, aşk gibi mavilik denizi.
Bu kavli sevda ihanettir geri kalan tüm renklere.
Sevmenin her türlüsünü iyi bilirim.
'Aşk olsun' der;
Yüreğime de çekilirim...
Gecenin kıyısına bağdaş kurup oturdum.
Ay'dan yakamoz, aşk'tan hüzün, senden özlem.
Şimdi elimde kalan tüm varım ve yoğum..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!