Bahar dersin, bu yüzden belki için rahattır senin.
O ağacın dalındaki yalnız kuş, korkuyor ki geceden...
Şimdi yalnızlık fiili bedeninden kurtulmuş ruh süzülüşünde.
Sere serpe deniz olur toprak, tutulur gökte bir sevgi seline.
Yalnızlık soğuktur, çayın dumanı gecenin de efkârı tüter.
Ukde boğumudur gönlün, sükut devâdır ama sırlar hep geceye düşer...
Yaprağın nazını bilmem de, rüzgârın katkısı çoktur.
O ayrılığa raks katıp, hüznünü de tüm sonbahara yaftalar.
Ne varsa çalınan, çalan zaman, giden ömürden hemde âheste âheste.
Hayat, düşmeyi unutan bir kaç yaprakla rüzgârın düeti gibi hep mâhur beste...
Kahveyi ve denizide çok sevdik.
Şu sebeple ki; dosta ve yâre,
Onlar gibi yüreğimizi köpürterek ikrâm ettik.
Bir kalbime baktım birde o ay'a, farkımız yok dedim içimden.
Güneş ay'a, gülümseme bana, ikiside esaslı hayat veren cinsten.
Karadeniz şimdi çok uysal,
Başaklar tam değil ama sarardı günebakanlar,
Marmara da çok nazlı bu aralar.
Senin uzaklarında durum böyle,
Peki benim uzaklarımdan havadisler nerede?
Kardeşlik bâki bir duygudur, yeter ki gülümseyebilsin gözler.
Gülüşlerim gibi soğudu mevsim.
Vedânın son ritüelinde yapraklar.
Aylardan hâ eylül,
Hâ ekim, hâ kasım...
Her şeyin sonu gibi, yarım kalıyor masallar.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!