Sensizken gülümsediysem o sahtedir iki gözüm.
Hasret böğrümde garipçe lisân;
Geçmedi bir türlü şu hayat, boğazıma takılmadan...
Gülümserken göz kenarlarında çizgi,
Yanaklarında mimik,
Alnında hayattan izler olacak.
Dalındaki çiçeğin sadeliği gibi,
Nakış nakış suretinin ibâresi,
Olacak ki bu ibâreler hayata ortak olacak.
Akıl vermek için perde gibi tül tül iner siyah satenden gök üzerimize.
Akıl alan her şeyi gizler, ol deyince olduran ister ki kul dönsün Rabbine...
İçinden bir sızı doğmaya görsün,
Gökyüzü evhâm dolar, çöker üstüne...
Hayata dâir hoş bir nazarım varsa bunu gece bilir.
Herkes kendi yalnızlığıyla sarmaş dolaş.
Gülmeyi unutmuş insânlardan mahrum, soğudu şehir...
Sen o şehrin, ben bu şehrin müptelâsı, nâsip yoldaki yolcunun hakkı.
Altından usulca geçtiğim her sokak lambasında büyüyen gölgem,
Dünyanın hayat isimli tiyatrosunda hüzün perdesinin kahramanı.
Düşlerimle emzirirdim geceyi ve içinde yaşadığım bu ufak şehri.
Anlatılacak şey değil, sende haklısın.
Özledim de diyemem ki yaprakların solduğu bu sonbahar vakti.
Şükrettim...
Gecenin bu vakti tüm ıssızlığı tararken gözlerim,
Hissizliğe düşmedi diye yüreğim, şükrettim.
Sükutu vardır hayatın, ılgıt ılgıt bahar gibi huzur veren.
Biz büyük harflerle bozuştuk gün be gün, o rüzgara kaldı...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!