Ne bileyim ben
Onu mu saydım, hangi gün hangi yer,
Nerden nereye, nezaman, sebebi kim ve ne....?
Belki..
Çoktan söndü
Tarihinde kandilleri tükenmiş takvimler beni
Mucizevi
Kenar süsü çiçekliğine iğreti
Duvarlara hep aklı karışıklığın izlerini işaretlerken şehir
Gökyüzünün aklı uzak nehirlerde dolaşır
Kimi öyledir, kimi böyle havai fişek patlatmalar derdine düşmüşlerin
Saksıların arasından bakan balkonda vesikalık resim büyüklüğü
Bağlara doğru...
Bulutların burcunda oturan ıssız dağlardan, bağlara doğru hoyrat seyrana
İçmekse tutkun bir şarap olsun adı bir yol gitmenin, sevmekse dut yemiş bülbül
Ekilmiş biçilmiş toprakta kimi darı
Kimi nohut
Kimi gül...
Ayakları bir türlü yere değmeyen
Foto-kopik içerikli adımlar arkası karanlık
İnşaat üstüne inşaat dikmekten canı çıktıkca
Diken üstünde topuk tezdiren eller yurdudur
Peşin peşin
Hozan sancılarla her davrandığı kıpırtı
İnsanlıkla eş
Dünya ile haldeş
Sevmektir dost hatrına dosttan daha evla, evvela dost
Zamandan daha yaşlı, günden daha taze
Aşktan daha karayanık bir közün külüyle, göze alıp dumanı
Sevmektir ne eserse gönle koyan delilikle
Kenar parkı duvar diplerinden ayak sürüyen
En sonunda çirkinleştiği çölleşmelerin asılsızlığını tiksinerek kanıksayanlığın
Attığı her adımda tükenişini paha biçilmez törenlerle kutlaşan uğursuz
Aşınıp yıprandıkca en yenisini ısmarıç teslimatçısı kupalık
Ve kumbaraya atılmış üçkuruşluk birikintilerin dep-debelisi serserik
Mal
Astrolokolok morg- morfin
Ya traş kesmeseydi bıçağı alttan alta
Ya damara işlemeseydi halimiz acep niceler
Tahtalı köylere tramplen attıran taklalarla
Altın leğenlere köpük kusmasaydı
Gene inanacak mıydın...?
Bir saniye kız
Bir saniye
Bir gelen var..Bir gelen gören olur amanlardan
Bir haberci
Öcü böcü değil..
Sandığın gibi değil cız sız, bız sız
Haktan bildiğimi
Harabolacaksam kendimle
Nasıl sözleşmişsem kalbimle
Poralarda gurbetimin
Oralarda aynı sılası
Gidersem aşka
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!