Nedenlere takılma,
Keşkeleri bırak,
Öyle ya da böyle ,
Hayat geçiyor işte.
Sevabıyla günahıyla,
Hayat neydi anne ?
Bir bardak çay,
Bir fincan kahve,
Sahi anne sen çay içmiyordun.
Nasırlaşmış ellerin
Hayatın kendisiydi değil mi anne.
Caddelere yağmur yağıyor.
Mevsimlik hayatlar peşimi bırakmıyor.
Yarım kalan aşklar hüznüme ortak oluyor.
Hoyratça konuşanlar sözünde durmuyor.
Bilmediğim yerlerim var.
Şimdi yeni bir hikaye yaşıyorum.
Benden olmayan,
Geçmişle bağlantısı olmayan.
Çalınanları bir kenara bıraktım,
Gelecekten bir hikaye alabilir miyim?
Ne çok hüzün ne çok keder birikmiş,
Oysa hayatın merhabası yetiyordu hepimize,
O eskiden kalma bir hikayenin son damlası,
Ölüyor ölüyor da dirilmiyor.
Saatin sarkacı durdu sanki.
Sonsuzluğun demi vururken kıyılarıma,
Öyle amansız yakalandım ki hayatın oyununa,
Bazen durmak gerekiyormuş,
Bazen de öyle bakmak...
Oysa beklenen duru duru sabahlardı.
Karıştı herşey.
Öyle hüzün doluyum ki!
Çizdiklerim hep param parça.
Güneşi görmek için ne çok çaba verdim.
Karanlıklar parçaladı düşlerimi.
Gitmek en uzaklara gitmek istiyorum.
Hercai duygular sarıyor her bir yanımı,
Gönlümde hicranın yarası,
Hangi yöne gitsem bilemedim.
Bir şehir üzerime çullanıyor,
Söküp attım kaldırım taşları gibi geçmişi,
İzleri bırakmıyor yakamı.
Merhametinden eritsen dağları neye yarar.
Şimdi her bir yanımda hüzün musikisi çalıyor.
İçimde bir şehir dolaşıyor,
Binlerce ses kulaklarımda,
Cevap vermekte zorlanıyorum,
Bir de susanlar var içimdeki şehirde,
Susmak da zor konuşmak da.
Hangisi senindir diye sormayın bana,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!