Takvim yaprakları bir bir koparken,
Geleceği düşlemeyi bırakmak varmış,
Ömürlük hayatları tahayyül ederken,
Şimdi ket vurdu geleceğime yalnızlık.
Yalnız kalmayı kim diledi bilemiyorum,
Bir şehir var içimde.
Öyle kalabalık öyle gürültülü,
İnzivaya çekilmek istiyorum çoğu zaman,
Konuşmak istiyorum içimde büyüyen dünyamla.
Korkuyorum sanırım,
Her şeyin rengi değişirken,
Sonbahar gibi dökülürken cevherler,
Duygular kayıp gitti,
Tarih tekerrür etsin.
Dünde kaldı duygularım,
Sahip olsun bana anılarım.
Enstrümanlarımın sesi çıkmıyor.
Şiirlerimde hayal kırıklıkları.
Siyahı sevdim.
Siyah yol arkadaşım.
Düşünmek istemiyorum.
Erkencisi oldum hayatın,
Mışlı zamana takıldı sayacım,
Değerini koynumda taşıdığım sokaklar,
Merhamet,
Ve dahi insanlıkken meselem,
Gördüm kör noktaları hayatın.
Yok hükmündedir hayat .
İki kardeş bir sancı.
Bir cinnet ,
İki masumiyet.
Erkenden gözlerini yumuyor hayat.
Sen de gittin,
Gitmeseydin olmaz mıydı?
Şimdi ne garip hayat.
Duydum,
Çığlıkların varmış,
Söyleniyormuşsun yokluğumda;
Ne renkler kaldı ne tenler!
Siliniyor eskiden kalan son izler.
Ne çok sükut eden var.
Anladım bazen susmak gerekiyormuş.
Çığlık çığlık göz yaşı dökmek gerekiyormuş.
Şimdi eski bir radyoda ses yayılıyor ortamlara,
Eskiden herşey ne kadar güzeldi.
Herşeyimiz sımsıcaktı.
Dostluklarımız kucak dolusuydu.
Sevdalarımız utangaçtı.
Eskiden her şey ne kadar güzeldi.
Baharı beklemek kabusum.
Çıkamıyorum kalabalıklardan.
Sesler kulağımı deliyor.
Ey ömrümün gittiği yer!
Seni düşünemiyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!