Elveda yoktu aşkımızda.
Daha dün gibi yakındı gerçeklerimiz
Elvedayı hayallerimize bile yakıştıramazken,
Şimdi döküldü dudaklarımıza ayrılık.
Veda ederken birbirimize,
Ah Azize!
Bırakma beni!
Zamanın içinde geliyor acılarım.
Sığdıramıyorum kendimi dünya denizlerine,
Sanki her günüm bir öncekiyle aynı.
Günlerime yeni bir nefes ol Azize.
Kaç zaman oldu senden haber almayalı,
Ne gören var seni,
Ne duyan...
Neredesin şimdi?
Bir bilinmezliği tercih ettin gittin!
Zamanın dehlizi ikimizi de yuttu.
Öyle yakınım ki sana,
Öyle de uzak.
Mahremiyetini dalgalara bırakırken sen,
Sorgunda ter döktüm boncuk boncuk.
İfşa etseydin keşke kendini,
Çığır açtım en olunmadık yerlerde.
Mahremiyet sorgusu benim işim değil.
Geceler neyi ifşa eder ilgilenmiyorum.
Nelerimi aldı da götürdü o hüzünlü anlar,
Dudaklarımla yazdıklarım farklılık gösteriyor.
Yaşananlar içimde kırılan cam kırıkları gibi,
Hergün her an içimi açıtıyor,
Yüzümde görülen keder çizgileri,
Kelimelere sığmayacak kadar büyük.
Bekle deniyor ya!
Beklemek öyle amansız hastalık ki.
Nice zaman geçti,
Ne deli rüzgarlar savruldu bahtımdan,
Öyle hoyrat vurdu ki acılar,
Kimi kirpiklerimi esir aldı,
Kimi hülyalarımı çaldı gitti.
Gönül koymaktır içimde yaşadıklarım,
Bukle bukle büyüyor içimdeki hüzünler,
Şarkıları hüzün çalıyor sarı odalarımın,
Bir bitimlik canı vardı bahçemdeki çiçeklerin,
Hepsi soldu,
Ve de hepsi kurudu.
Hangi yöne baksam bu topraklardır bedenim,
Beyhude çabadır yemin ederim.
Bir yerlere gidemem çok severim,
Ben bu toprakların emzirdiği çocuğum.
Kimse bilmesin , kimse görmesin,
Ben de oldum ben.
Yok oldum evrenden.
Kefenlendi matemim,
Eyvahlara kapıldı cesedim.
Öyle ise;
Mahrumiyetimi sorgulasın aynalar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!