Bir adım attım, iki geri saydım.
Bir deva buldum, iki yara sardım;
Hayatın kıvrımlı dudaklarına vardım saydım:
Kavuşmak üzereyken dökülen susamlardandım.
Bir bama dokundum, iki sus saydım.
Bir soru kurcalayıp duruyor aklımı,
bir soru kemirip duruyor kalbimi o günden beri.
Merdiven altı bir veda kalitesi müstahak mıydı?
Yaprağının gizemine,
kokusundaki çocukluk özlemine vurulduğun gülün diken izi her geçen gün daha da büyür mü?
O gün,
Hani derler ya birileri
“Sen çok değiştin...”
O birileri hiçbir zaman “asıl ben çok değiştim” demez.
İstisnaları hariç tutarak söylüyorum,
bir sebebi var o değişimin.
Aylarca, belki yıllarca sulayıp beslediğin bitkinin
Şimdi yalnızca kelimelerim dokunuyor sana.
Benim gibi, yalnızca...
Gözlerin bir bir üstlerinden geçiyor yavaşça.
Dudakların adım için olmasa da,
kıpırdıyor adım adım geldiğin satırlarda.
Tüm çığlıklarımı yazıya aktardım şimdi.
Sinemayı en ön koltukta izlemek gibiydi işte.
Uzaktan güzeldin…
"O mu?
Bu mu? "
Derken aldınız ellerinize beni.
Tazeciktim...
Hevesliydim,renkliydim.
Siyah beyaz sayfalarım vardı elbet içimde gizlediğim;
İçimde bir sancı;
Tarifsiz ve dilsiz...
Sesi kısık çığlıklara yuva bedenim
Şükür elbet,
Karnım tok,barkım sıcak benim.
Uzat ellerini, aç avuçlarını.
Avuçlarına, kelebekler, tazecik baharlar, tükenmez soluklar yerleştireceğim.
Hadi biraz gül,
sırtını bana yaslayabilirsin.
Güven bana!
Acılarını, korkularını, tereddütlerini çok iyi anlıyorum.
Hadi diyelim ki şimdi sen gittin,
Hadi diyelim,gidişinle ben de bittim
Hani Mutlu filmlerin mutsuz sonlarını sevmezdin?
Ah be kadın,tek seyirlik bir filmmişim gözünde
Ömrümü patlamış mısır gibi yedin bitirdin...
Biliyorum, sen de biliyorsun.
Kalemin kapısını çalan her kelime,
Yüzünün çukurlarından fışkırıp da geliyor.
Biliyorum imkânsızız artık söyleme.
Sana ne!
Ben seni şiirlerde seviyorum…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!